tag:blogger.com,1999:blog-21739930725603314452024-03-13T06:22:01.170+03:00HANIMELİBOL BOL OKUMALI VE YAZMALIƸ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.comBlogger541125tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-63681992407651104132021-04-21T11:19:00.002+03:002021-04-21T11:22:27.571+03:00Kitap Bahçeleri <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-VHUdWuRgeGg/YH_gCWZBC5I/AAAAAAAAB4A/-e_4qCPOWtgIBx21_fR9aL14MGeLqQrNwCLcBGAsYHQ/s2048/IMG_20210417_113742.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-VHUdWuRgeGg/YH_gCWZBC5I/AAAAAAAAB4A/-e_4qCPOWtgIBx21_fR9aL14MGeLqQrNwCLcBGAsYHQ/s320/IMG_20210417_113742.jpg" /></a></div><br /><p><br /></p><p><br /></p><p><br /></p><p><br /></p><p> Merhaba Kitap Bahçelerimiz siz kitap ve dekorasyona önem veren dostlarımız için özel olarak tasarlanmıştır. Satın almak için shopier linkini kullanabilirsiniz. Satışlarımız Letgo ve Dolap ve İnstagram üzerinden devam etmektedir.</p><p>https://shopier.com/7098203</p>Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-12652262196541159362021-04-06T12:45:00.003+03:002021-04-06T12:45:20.816+03:00YİNE...YENİ... YENİDEN<p> Merhaba yıllar yılar sonra sizlerle tekrar bir arada olmak ne güzel. Blog üzerinde biriken yerleşen tozları önce silelim. sonra gelsin yeni paylaşımlar. </p>Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-58918367332369301112015-01-01T04:10:00.003+02:002015-01-01T04:10:31.175+02:00Esma-Ül Hüsna İle Tedavi<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-g7hvpY4QfVk/VKSsB7JNu2I/AAAAAAAABv8/lCcqb_Tb4LI/s1600/tespih.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-g7hvpY4QfVk/VKSsB7JNu2I/AAAAAAAABv8/lCcqb_Tb4LI/s1600/tespih.jpg" height="240" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<b>Esma-Ül Hüsna İle Nasıl Tedavi Yapıldığına Dair Biyoloji İlminin Mucidi Dr. İbrahim Kerim Anlatıyor:<br />
Esma-ül Hüsna’nın tüm hastalıklara şifa olduğunu keşfettim. Gözümle
gördüğüm, şahit olduğum bir olayı anlatayım: Bir arkadaşımın gözleri
iltihaplanmış, kıpkırmızı kesilmişti. İki elini gözlerinin üstüne
koyarak ‘YA NUR, YA HABİR, YA VEHHAB’ esma-i şeriflerini okumaya devam
etti ve bir süre sonra Allah’ın lütfuyla gözleri eski haline geldi.<br /> TEDAVİ ŞEKLİ İSE ŞÖYLEDİR: Ağrıyan ye<span class="text_exposed_show">re elini koyarak Esma-ül Hüsna’yı okumaya devam etmek…<br />
Esmaül Hüsna için “bedeni ve zihni, öfke, nefret, eleştiri, hüzün,
pişmanlık, kıskançlık, korku ve günah duygusundan meydana gelen
zehirleri temizleyen en etkili güçtür. Hastalık genelde bedenin herhangi
bir yerinde enerjinin işlevini yapmaması sonucunda oluşur.
Öfkelendiğimizde, bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir. Eğer bu
zehir nötralize edilmezse bazen uzun vadede ölümle sonuçlanır.İşte bu
zehrin de en büyük panzehiri Esmaül Hüsna’dır” tarifini yapan yazar bazı
rahatsızlıkları ve onlara iyi gelecek adları listeliyor;<br /> İşte bazı rahatsızlıklar ve ona şifa verecek Esmaül Hünsa:<br /> Omurga için: El Cabbar CC.<br /> Kulak için : EsSemi CC…<br /> Saç için: El Bedi’ CC.<br /> Adaleler için: El Kavi CC.<br /> Kalp Kasları için: ErRezzak CC.<br /> Atardamarlar için: El Cabbar CC.<br /> Kanser için: Celle Celaluhu<br /> Burun için: Latif- Ğani- Rahim CC.<br /> Bacak için: ErRafi’ CC.<br /> Göz – damarları için:El Muteal CC.<br /> Kolon için: ErRauf CC.<br /> Karaciğer için: En Nafi’ CC.<br /> Prostat için: ErReşid CC.<br /> Yağ keseleri için: En Nafi’ CC.<br /> İdrar kesesi için: El Hadi CC.<br /> Akciğerler için: ErRazık CC.<br /> Kemikler için:En Nafi CC.<br /> Dizler için: ErRauf CC.<br /> Saç Kepeği için: Celle Celaluhu<br /> Kalp için: En Nur CC.<br /> Kalp Damarı için: El Vahhab CC.<br /> Sinirler için: El Muğni CC.<br /> Migren için: El Ğani CC.<br /> Guatr için. El Cabbar CC.<br /> Göz için: EnNur-Basir-Vahhab CC.<br /> Mide için: ErRezzak CC.<br /> Böbrek için: El Hayy CC.<br /> Bağırsaklar için: EsSabur CC.<br /> Pankreas-Şeker hastalığı için: El Bari CC.<br /> Rahim için: El Halik CC.<br /> Romatizma için: El Muheymin CC.<br /> Ğudde teymusiyye için: El Kavi CC.<br /> Göz Siniri için: EzZahir CC.<br /> Tansiyon için: El Hafid CC.</span></b><br />
<b><span class="text_exposed_show">(Alıntı) </span></b></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-16885127327278370962013-04-01T20:17:00.001+03:002013-04-01T20:17:50.226+03:00Hasretinden Prangalar Eskittim<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><b><a href="http://4.bp.blogspot.com/-bM7Zs8dBqv4/UVnBHGOtjuI/AAAAAAAABqo/YtqP--SiKJk/s1600/575774_10150274721904943_702664897_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="http://4.bp.blogspot.com/-bM7Zs8dBqv4/UVnBHGOtjuI/AAAAAAAABqo/YtqP--SiKJk/s400/575774_10150274721904943_702664897_n.jpg" width="400" /></a></b></span></div>
<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b>Seni, anlatabilmek seni.<br /> İyi çocuklara, kahramanlara.<br /> Seni anlatabilmek seni,<br /> Namussuza, halden bilmeze,<br /> Kahpe yalana.<br /><span class="text_exposed_show"> <br /> Ard-arda kaç zemheri,<br /> Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.<br /> Dışarda gürül-gürül akan bir dünya... <br /> Bir ben uyumadım,<br /> Kaç leylim bahar,<br /> Hasretinden prangalar eskittim.<br /> Saçlarına kan gülleri takayım,<br /> Bir o yana <br /> Bir bu yana...<br /> <br /> Seni bağırabilsem seni,<br /> Dipsiz kuyulara,<br /> Akan yıldıza,<br /> Bir kibrit çöpüne varana,<br /> Okyanusun en ıssız dalgasına<br /> Düşmüş bir kibrit çöpüne.<br /> <br /> Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,<br /> Yitirmiş öpücükleri,<br /> Payı yok, apansız inen akşamdan,<br /> Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,<br /> Seni anlatabilsem seni...<br /> Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır<br /> Üşüyorum, kapama gözlerini...<br /> <br /> Hasretinden Prangalar Eskittim</span></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-22140845748906345712013-02-18T00:22:00.000+02:002013-02-18T00:22:12.554+02:00Eski Türklerde 36 burç varmış<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-La9AxxPbewE/USFX4HLuesI/AAAAAAAABpM/lL_S2FEmhys/s1600/419706_594443983902966_1678051894_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="310" src="http://1.bp.blogspot.com/-La9AxxPbewE/USFX4HLuesI/AAAAAAAABpM/lL_S2FEmhys/s400/419706_594443983902966_1678051894_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span class="userContent">Eski Türklerde 36 burç varmış..düşünsenize nasıl yazılırmış onca günlük aylık ve yıllık öngörüler....:)<br /> <br /> Toruk(21-31 Mart): İdare sahibi, lider.<br /> Hımmıy (1-10 Nisan): İdealist, romantik.<br /> Huttus (11-20 Nisan): Adaletli, kıskanç.<br /> Hunta (21-<span class="text_exposed_show">30 Nisan): İnatçı, yaratıcı,<br /> Çolpancı (1-10 Mayıs): Duygu tutsağı, önsezileri güçlü, çocuk ruhlu, sadık.<br /> Kölköl (11-21 Mayıs): Enerji dolu, aşkta şahane, önder, kahraman.<br /> Çamay (22-31 Mayıs): Fanaaaisi zengin, fikir önderi.<br /> Küylü (1-10 Haziran): Gururlu, kaderci, ihaneti kabul etmez.<br /> Kuşmuş (11-21 Haziran): Gösterişçi, eleştirel, mistisizme meraklı.<br /> Sezgek (22-30 Haziran): Mızmız, içine kapanık, intikamcı.<br /> Kuşdüger (1-11 Temmuz): Çocuk ruhlu, dengesiz, kararsız.<br /> Gondaray (12-22 Temmuz): Geçmişe özlem duyan, siyaseti seven.<br /> Ötgür (23-31 Temmuz): Zeki, çekici.<br /> Küsümmü (1-12 Ağustos): İyi arkadaş, önderliği seven.<br /> Künlü (13-23 Ağustos): Hassas, gururlu.<br /> Sınçıma (24 Ağustos-1 Eylül): Sanat ve edebiyata yetenekli.<br /> Atçak (2-13 Eylül): Depresyona yatkın, iradeli, gururlu, hassas, gelenekçi.<br /> Kıllı (14-23 Eylül): Otoriter, sabit fikirli, zeki, aşkta utangaç, yazarlığa yatkın.<br /> Canakkı (24 Eylül-3 Ekim): Nazik, hassas, sorumluluk sahibi, kompleksli, gösterişçi.<br /> Ban (4-12 Ekim): Enerjiktir, hümanisttir, acımaz banlar.<br /> Cemiş (13-23 Ekim): Ahlaklı, filozof.<br /> Batık (24 Ekim-1 Kasım): Özgürlüğüne düşkün, diktatör, gaddar.<br /> Hırtlı (2-12 Kasım): Savaşçı, spora düşkün.<br /> Tutamış (13-22 Kasım): Çapkın, fedakâr.<br /> Uslu (23 Kasım-2 Aralık): Objektif, ilme meraklı.<br /> Kutas (3-12 Aralık): Yetenekli, dengesiz, mistik, anlaşılmaz.<br /> Tusanak (13-21 Aralık): Güçlü, şanslı, emir vermeyi seven.<br /> Tutar (22 Aralık-1 Ocak): Arkadaşı az olur.<br /> Beçel (2-12 Ocak): Kızgın, intikamcı.<br /> Pırsıuay (13-20 Ocak): Tartışmayı seven, sadık, özgür düşünceli. Uzun yaşar.<br /> Balauz (21 Ocak-1 Şubat): Gaddar, deha, önder, müzik ve dansa yetenekli.<br /> Cantay (2-10 Şubat): Estetiğe meraklı, titiz<br /> Ergür (11-18 Şubat): Önder, ufku açık.<br /> Sönegey (18-28 (29) Şubat): Şair, sanatçı, aşk hayatı hareketli.<br /> Cannan (1-9 Mart): Zarif, hüzünlü.<br /> Şatık (10-20 Mart): Huzursuz, sanatçı, depresyona yatkın.</span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-20434096906580629992012-12-23T00:23:00.001+02:002012-12-23T00:24:03.598+02:00Aşk <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-tWxapB2by5Q/UNYy2ezVrAI/AAAAAAAABn0/i-0CPOcHKF0/s1600/08bb60f7d77506110d2672406f829c5e_1269680148.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="358" src="http://3.bp.blogspot.com/-tWxapB2by5Q/UNYy2ezVrAI/AAAAAAAABn0/i-0CPOcHKF0/s400/08bb60f7d77506110d2672406f829c5e_1269680148.png" width="400" /></a></div>
<b><br /></b>
<b><br /></b>
<b><br />Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim, ama hiçbir sözcük bulamadım.
<br />Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü, yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü.
<br />Ey bana gizlerinin ve mucizelerinin varlığına inandığım Aşk 'ı soran sizler,
<br />Aşk peçesiyle beni kuşattığından beri ben size aşkın gidişini ve değerini sormaya geliyorum.
<br />Sorularımı kim yanıtlayabilir? Sorularım kendi içimdeki için; kendi kendime cevaplamak istiyorum.
<br />İçinizden kim içimdeki benliği bana ve ruhumu ruhuma açıklayabilir?
<br />Aşk adına söyleyin, yüreğimde yanan, gücümü tüketen ve isteklerimi yok eden bu ateş nedir?
<br />Ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder şarabı nedir?
<br />Baktığım bu görünmeyen, merak ettiğim açıklanamayan, hissettiğim
hissedilemeyen şey nedir? Hıçkırıklarımda kahkahanın yankısından daha
güzel, sevinçten daha mutluluk verici bir keder var.
<br />Neden kendimi beni öldüren ve sonra şafak sökene kadar tekrar dirilten, hücremi ışığa boğan bu bilinmeyen güce veriyorum?
<br />Uyanıklık hayaletleri kurumuş gözkapaklarımın üstünde titreşiyor ve taştan yatağımın etrafında düş gölgeleri uçuşuyor.
<br />Aşk diye seslendiğimiz şey nedir? Söyleyin bana, bütün anlayışlara sızan ve çağlarda gizli olan o sır nedir?
<br />Başlangıçta olan ve herşeyle sonuçlanan bu anlayış nedir?
<br />Yaşam 'dan ve Ölüm 'den, Yaşam 'dan daha acayip, Ölüm 'den daha derin bir düş oluşturan bu uyanıklık nedir?
<br />Söyleyin bana dostlar, içinizde Yaşam 'ın parmakları ruhuna dokunduğunda Yaşam uykusundan uyanmayan biri var mı?
<br />Yüreğinin sevdiğinin çağrısıyla babasından ve annesinden vazgeçmeyecek kimse var mı?
<br />İçinizden kim ruhunun seçtiği kişiyi bulmak için uzak denizlere açılmaz, çölleri aşmaz, dağların doruğuna tırmanmaz?
<br />Hangi gencin yüreği tatlı nefesli, güzel sesi ve büyülü dokunuşlu
elleriyle ruhunu kendinden geçiren kızın peşinden dünyanın sonuna
gitmez?
<br />Hangi varlık dualarını bir yakarış ve bağış olarak dinleyen bir Tanrı 'nın önünde yüreğini tütsü diye yakmaz?
<br />Dün kapısından geçenlere Aşk'ın sırları ve değeri sorulan tapınağın
girişinde durmuştum. Ve önümden çok zayıflamış, yüzü hüzünlü yaşlı bir
adam iç çekerek geçti ve şöyle dedi:
<br />'Aşk bize ilk insandan beri bağışlanmış bir güçsüzlüktür.'
<br />Yiğit bir genç karşılık verdi:
<br />'Aşk bugünümüzü geçmişe ve geleceğe bağlar.'
<br />Ardından kederli yüzlü bir kadın hıçkırarak şöyle dedi:
<br />'Aşk cehennem mağaralarında sürünen kara engereklerin ölümcül zehiridir.
<br />Zehir çiy gibi taze görünür, susuz ruhlar aceleyle içer onu; ama bir kere zehirlenince hastalanır ve yavaş yavaş ölürler.'
<br />Sonra gül yanaklı bir kız gülümseyerek dedi ki:
<br />'Aşk Şafak 'ın kızları tarafından sunulan ve güçlü ruhlara güç katıp onları yıldızlara çıkaran bir şaraptır.'
<br />Ardından çatık kaşlı, kara giysili, sakallı bir adam geldi:
<br />'Aşk gençlikte başlayıp biten kör cahilliktir.'
<br />Bir başkası gülümseyerek açıkladı:
<br />'Aşk insanın tanrıları mümkün olduğunca fazla görmesini sağlayan kutsal bir bilgidir.'
<br />Sonra yolunu asasıyla bulan kör bir adam konuştu:
<br />'Aşk ruhlardan varlığın sırlarını gizleyen kör edici bir sistir;
<br />yürek tepeler arasında sadece titreşen arzu hayaletlerini görür ve sessiz vadilerin çığlıklarının yankılarını duyar.'
<br />Çalgısını çalan genç bir adam şarkı söyledi:
<br />'Aşk ruhun çekirdeğindeki yangından saçılan ve dünyayı aydınlatan bir ışıktır.
<br />Yaşam 'ı bir uyanışla diğeri arasındaki güzel bir düş olarak görmemizi sağlar.'
<br />Ve paçavraya dönmüş ayaklarının üzerinde sürüklenen güçsüz düşmüş çok yaşlı bir adam titrek bir sesle şunları söyledi:
<br />'Aşk mezarın sessizliğinde bedenin dinlenmesi, Sonsuzluk 'un derinliklerinde ruhun huzura ermesidir.'
<br />Ve onun ardından gelen beş yaşındaki bir çocuk gülerek dedi ki:
<br />'Aşk annemle babamdır, onlardan başka kimse bilmez aşkı.'
<br />Ve böylece Aşk'ı tarif eden herkes kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme sır olarak.
<br />O anda tapınağın içinden gelen bir ses duydum:
<br />'Yaşam iki yarıya ayrılmıştır: biri donar, biri yanar; yanan yarı, Aşk 'tır.'
<br />Bunun üzerine tapınağa girdim, sevinçle diz çökerek dua ettim:
<br />'Tanrım, beni yanan alevin besleyicisi yap...
<br />Tanrım beni kutsal ateşine at...'
</b>
<b><br />Halil Cibran
</b></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-67934281545951236992012-12-03T00:15:00.001+02:002012-12-03T00:15:06.203+02:00RAB,BİN BURÇLARA VERDİĞİ GÖREVLER_?<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b><br /></b></span></span>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b><br /></b></span></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-1nQyq6DMAQ0/ULvS10ygaCI/AAAAAAAABmY/zWTW1zsiqmI/s1600/3905_400541973350319_1415583276_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="390" src="http://2.bp.blogspot.com/-1nQyq6DMAQ0/ULvS10ygaCI/AAAAAAAABmY/zWTW1zsiqmI/s400/3905_400541973350319_1415583276_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b><br /></b></span></span>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b><br /></b></span></span>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b><br /><br /> Rab, bir sabah oniki cocugun onunde durdu ve her birine yasamın</b> <b><br /> tohumlarını ekti. Cocuklar kendilerine verilen armagani alm</b></span></span><br />
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: Arial,Helvetica,sans-serif;"><b>ak icin birer<br /> birer one ciktilar.<br /><br /> "KOÇ! Sana ilk tohumu ekme onurunu veriyorum. Ektigin her bir tohuma</b> <b><br /> karsılık elinde bir milyon tohum bulacaksin, fakat onlarin buyumelerini<br /> gorecek vaktin olmayacak. İnsanların aklına BEN'i yerlestirecek ilk kisi<br /> sen olacaksın, fakat bu dusunceyi gelistirme ya da hakkinda soru sormak<br /> senin gorevin olmayacak. Yasaminin sebebi eylemdir ve bu eylem insanlara<br /> BENİM YARATICILIGIMI haber verecektir. Iyi calisabilmen icin sana KENDINI<br /> BEGENME ozelligini veriyorum." Ve Koç sessizce yerine cekildi.<br /><br /> "BOĞA! Sana tohumu madde haline getirme gucunu veriyorum. Baslanmıs olan</b> <b><br /> butun isleri senin bitirmen gerektigi icin gorevin cok sabir istemektedir,<br /> aksi halde tohumlar ruzgarda savrulup kaybolacaktir. Yapmani istedigim bu<br /> gorev icin soru sormayacak, isin ortasında dusunceni degistirmeyecek ve<br /> baskalarindan destek beklemeyeceksin. Bunun icin sana GUCLULUGU veriyorum.<br /> Onu akillica kullan." Ve Boğa yerine cekildi.<br /><br /> "İKİZLER! Sana insanlarin cevrelerinde gordukleri seyi anlamalarini</b> <b><br /> saglayabilmen icin cevapsiz sorular veriyorum. Insanlarin neden konusup,<br /> neden dinlediklerini hiç bir zaman bilmeyeceksin, fakat cevap bulmak icin<br /> yapacagın arastirmalarda sana armagan olan BILGI'yi bulacaksin." Ve<br /> İkizler yerine cekildi.<br /><br /> "YENGEÇ! Sana insanlara duyguyu ogretme gorevini veriyorum. butun duyguyu</b> <b><br /> yasayarak ogrenmeleri ve olgunluga ulasmalari icin onlari hem aglatip hem<br /> guldureceksin. Sana olgunlugu hizla arttiracak olan AILE armaganini<br /> veriyorum." Ve Yengeç yerine cekildi.<br /><br /> "ASLAN! Sana YARATICILIGIMIN tum gorkemini dunyaya gosterme gorevini</b> <b><br /> veriyorum. Ancak azametinde dikkatli olmalı ve bu yaraticiligin senin<br /> degil, BENIM oldugunu daima hatırlamalisin. Eger bunu unutursan insanlar<br /> seni kucuk goreceklerdir. Bu gorevi iyi bir sekilde yerine getirirsen<br /> buyuk haz duyacaksin. Bunun icin sana armaganim ONUR'dur.". Ve Aslan<br /> yerine cekildi.<br /><br /> "BAŞAK! Sende insanlarin BENIM YARATTIKLARIMLA neler yaptiklarini sinamani</b> <b><br /> istiyorum. Onlarin ne yaptiklarini dikkatlice inceleyip kusurlarini<br /> hatirlatacaksin ve boylece BENIM YARATTIKLARIMI iyice ogrenmelerini<br /> saglayacaksin. Sana bunu yapabilmen icin SAF DUSUNCE'yi armagan ediyorum."<br /> Ve Basak yerine cekildi.<br /><br /> "TERAZİ! Sana insanlarin birbirlerine karsi olan gorevlerini</b> <b><br /> hatirlayabilmeleri icin hizmet erdemini veriyorum. Boylece insanlar<br /> isbirligini ogrenecek ve kendi davranislarinin diger yonlerini de yansitma<br /> yetenegini edineceklerdir. Ve uyumsuzluk olan ger yere seni<br /> yerlestirecegim ve bu gayretlerin icin sana armaganim SEVGİ'dir."<br /><br /><br /> "AKREP! Sana cok guc bir gorev veriyorum. Insanlara dusunduklerini anlama</b> <b><br /> yetenegi verdigim halde, anladiklarini soylemene izin vermeyecegim. Bircok<br /> kez gorduklerinle acı cekecek ve bu aci ile BENden uzaklasacaksin. Bu<br /> acinin BENden degil benim yanlis anlasilmis olmamdan dogdugunu<br /> unutacaksin. Bircak insani hayvan gibi gorecek ve onlarin hayvansal<br /> içguduleriyle oylesine ugrasacaksin ki yolunu sasiracaksin, fakat sonunda<br /> gene BANA doneceksin. Akrep sana en ustun armaganım olan AMAC’i<br /> veriyorum.”<br /><br /> “YAY! Senden BENI yanlis anlayip caresizlige dustuklerinde insanlari</b> <b><br /> guldurmeni istiyorum. Guldurme insanlara umut verecek ve bu umutla<br /> insanlarin gozlerini BANA cevirmelerini saglayacaksin. Bircok kisinin<br /> yasamina yalniz bir an icin girecek ve girdigin her yasantidaki<br /> huzursuzlugu taniyacaksin. Sana Yay, karanliktaki her koseye erisip<br /> aydinlatabilmen icin SONSUZ BEREKET veriyorum.”<br /><br /><br /> “OĞLAK! Senden insanlara calismayi ogretmen için alınterini</b> <b><br /> istiyorum. Tüm insanların yükünü omuzlarında tasıyacagın için bu görev hiç<br /> de kolay değildir. Ama bu boyundurugun yükü için senin ellerine insanlığın<br /> SORUMLULUĞUnu koyuyorum.”<br /><br /> “KOVA! Sana insanların tüm olanakları gorebilmeleriçin gelecek</b> <b><br /> kavramını veriyorum. BENİM SEVGİMİ kişileştirmen için yalnızlık acısını<br /> cok duyacaksın. İnsanların gozlerini yeni olanaklara cevirebilmeleri icin<br /> sana OZGURLUGU armagan ediyorum.”<br /><br /> “BALIK! Sana hepsinden daha guc bir gorev veriyorum. Senden</b> <b><br /> insanların uzuntulerini toplayip BANA geri getirmeni istiyorum. Senin<br /> gozyaslarin sonunda benim gozyaslarım olacak. Senin topladıgın uzuntuler<br /> insanlarin BENİ yanlis anlamalarindan dogmus uzuntulerdir, fakat senin<br /> onlara verecegin sefkatle onlar yeniden BENI anlamaya calisacaklardir. Bu<br /> guc gorev icin sana en buyuk armaganimi veriyorum. Sen oniki cocugum<br /> arasında BENI tek anlayan olacaksin, fakat bu ANLAYIS yalnız senin<br /> icindir, sen onu insanlara anlatmak istediginde onlar seni<br /> dinlemeyeceklerdir.” Ve Balık yerine cekildi...<br /> "Alıntı"</b></span></span></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-7488146519098513182012-11-04T23:22:00.001+02:002012-11-04T23:22:54.984+02:00Özdemir Asaf<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-0gAXOe6p-aI/UJbcNeZAMpI/AAAAAAAABlA/qNE9YGVSdfg/s1600/539006_426847637351799_1485303840_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-0gAXOe6p-aI/UJbcNeZAMpI/AAAAAAAABlA/qNE9YGVSdfg/s320/539006_426847637351799_1485303840_n.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span class="userContent">Saçların uçuşurdu rüzgârdan.<br /> Yanından seni seyrederdim.<br /> Güneş yakardı, deniz yanardı..<br /> Sen konuşurdun, dinlerdim.<br /> <br /> Gülerdin..</span></b></span><br />
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b> Susardın, düşünürdün.<br /> Benimle el - ele yürürdün..<br /> Yol biterdi.<br /> <br /> Görmezdim seni..<br /> Zaman yıl yıl geçerdi.<br /> Uzaktan, çok uzaklardan<br /> Seni seyrederdim.<br /> <br /> Özdemir Asaf</b></span></div>
<br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-16617889597565926142012-10-17T17:22:00.001+03:002012-10-30T23:45:02.009+02:00Mustafa Güzelgöz <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white;"><b><a href="http://2.bp.blogspot.com/--6IgYdw68II/UH6-__dB38I/AAAAAAAABjg/nyiONsyy9y8/s1600/296884_341505845942875_1811145398_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="282" src="http://2.bp.blogspot.com/--6IgYdw68II/UH6-__dB38I/AAAAAAAABjg/nyiONsyy9y8/s400/296884_341505845942875_1811145398_n.jpg" width="400" /></a></b></span></div>
<span style="background-color: white;"><b><span style="font-size: small;"><br /></span><span style="font-size: small;"><br /></span><span style="font-size: small;"><br /></span><span style="font-size: small;"><br /></span><span style="font-size: small;"><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[0]" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande',tahoma,verdana,arial,sans-serif; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: 15.5556px; orphans: 2; text-align: left; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;"><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[0].[2]">Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden</span></span><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande',tahoma,verdana,arial,sans-serif; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: 15.5556px; orphans: 2; text-align: left; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;"><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]."><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[0]"><span class="Apple-converted-space"> </span>olmaz.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[1]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[2]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[3]">Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[4]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[5]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[6]">“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[7]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[8]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[9]">– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyor musun, almıyor musun?</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[10]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[11]">– Alıyorum.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[12]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[13]">– Eee, o zaman ne karıştırıyorsun ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacaksın, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten…</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[14]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[15]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[16]">23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[17]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[18]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[19]">O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden gelir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[20]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[21]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[22]">Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da“ zihniyeti aynen var.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[23]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[24]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[25]">O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, bulundukları makamdan utanmayan, ama ülkesine gram faydası da olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[26]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[27]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[28]">İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İare Sandığı” yazar. Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[29]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[30]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[31]">Kütüphaneye de bir yazı asar:</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[32]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[33]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[34]">“Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[35]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[36]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[37]">Köydeki çocuklar şaşırır.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[38]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[39]">Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[40]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[41]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[42]">“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[43]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[44]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[45]">Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[46]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[47]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[48]">Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler. Mustafa Amca‘nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup iş yapmazken, Mustafa’nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[49]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[50]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[51]">Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[52]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[53]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[54]">Mustafa bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[55]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[56]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[57]">Zenith ve Singer’e mektup yazar:</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[58]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[59]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[60]">“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce okuma yazma kursları vermeye başlar. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[61]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[62]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[63]">Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder. Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[64]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[65]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[66]">Girişimcilik ne biliyor musunuz?</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[67]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[68]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[69]">Bulunduğunuz yere yenilik katmalısınız.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[70]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[71]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[72]">Mutlaka adım atmalısınız.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[73]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[74]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[75]">Yaptığınız iş olduğu yerde durup duruyorsa, sizde bir eksiklik vardır arkadaş. İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var, dokunduğu yere değer kaybettirir.</span><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[76]" /><br id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[77]" /><span id=".reactRoot[198].[1][2][1]{comment341505845942875_690947}..[1]..[1]..[0].[0][2]..[3]..[78]">Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.</span></span></span></span></b></span>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-33362360584045713292012-09-11T10:51:00.002+03:002012-09-11T10:51:41.786+03:00İyice Düşünmeden Bir Şey Yapmaya Kalkma!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-rTDpR_tAgms/UE7tglNkjOI/AAAAAAAABik/kEY7JB6UEIQ/s1600/542514_303444136405650_296127029_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="http://1.bp.blogspot.com/-rTDpR_tAgms/UE7tglNkjOI/AAAAAAAABik/kEY7JB6UEIQ/s400/542514_303444136405650_296127029_n.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Aman Haa...İyice Düşünmeden Bir Şey Yapmaya Kalkma! <br /> <br /> DERS 1: Önüne ne çıkarsa çıksın, yürümene devam et!!..<br /> DERS 2: Geç kalmış olsan bile kendini iyi ifade et!!!<br /> DERS 3:Hata bile yapsan, her defasında yeni bir şey dene…<br /> DERS 4: Ne kadar neşeli, hüzünlü veya gergin olsan da “uyanık” ol,<br /> DERS 5: Asla herhangi bir şeye uzun süre güvenme….<br /> DERS 6: Asla, “kendini” hafife alma!<br /> DERS 7: Asla birisiyle uzun süre dalga geçme….<br /> DERS 8: Hücumda veya savunmada, her zaman, yapabileceğinin EN İYİSİNİ yap..<br /> DERS 9: Sık sık değişen şeylere sahip olmak için fazla uğraşma<br /> <br /> İyice düşünmeden bir şey yapmaya kalkma.</span></span></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-49069354398865278072012-09-11T10:49:00.001+03:002012-09-11T10:49:16.941+03:00SÖZEL OLMAYAN İLETİŞİM<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-QURSn39CA2Q/UE7s7uhODSI/AAAAAAAABic/tTfXSoTBydc/s1600/165942_306060939477303_81540811_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="325" src="http://4.bp.blogspot.com/-QURSn39CA2Q/UE7s7uhODSI/AAAAAAAABic/tTfXSoTBydc/s400/165942_306060939477303_81540811_n.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><br /> <br />
Sözel olmayan iletişim beden diliyle yürütülür. </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Örneğin, bir öğrencinin
yaptığı bir konuşmadan sonra öğretmenin </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">gözlerinin parlaması bir beğeni
ifadesidir. </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Bir şeyi önemseyip önemsemediğimizi, sıkılıp
sıkılmadığımızı, </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">yorgun olup olmadığımızı beden diliyle anlatırız. </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Sözel
olmayan, iletişim öğrenme-öğretme süreçlerinde de önemlidir. </span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Tarafların
birbirine yakın durup durmaması, vücutlarının duruşu,</span></span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">yüz-göz ifadeleri
ve jestleri sözel mesajlara anlam katar ya da anlamı karıştırır</span></span></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-3525699318561129412012-09-11T10:41:00.002+03:002012-09-11T10:41:36.616+03:00Çocuklara hitap tarzımız!<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-J3BQ3duKR2I/UE7rDATKm_I/AAAAAAAABiU/0iDc3IQd9T8/s1600/197670_315858288497568_985180940_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="275" src="http://3.bp.blogspot.com/-J3BQ3duKR2I/UE7rDATKm_I/AAAAAAAABiU/0iDc3IQd9T8/s400/197670_315858288497568_985180940_n.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><br />Çocuklarınızı büyütürken onlara hitap tarzlarınız kaderleri olabilir mi?</span></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-26169596995504889432012-09-11T10:39:00.000+03:002012-09-11T10:39:02.183+03:00Çocuğunuzla Dışarıda Vakit Geçirmenin 50 Yolu<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-fettM2NhEms/UE7qhm51rOI/AAAAAAAABiM/o230by_pNV0/s1600/484233_317887658294631_212769886_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="328" src="http://2.bp.blogspot.com/-fettM2NhEms/UE7qhm51rOI/AAAAAAAABiM/o230by_pNV0/s400/484233_317887658294631_212769886_n.jpg" width="400" /></a></div>
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b>
<br /><b><span style="font-size: large;"><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"> <br /> 1.Kütüphaneye gidin.<br /> 2.Hayvanat bahçesine gidin.<br /> 3.Yakın bir akrabanızı ziyaret edin.<br /> 4.“Hayır kurumlarına” gidin, bağış yapın.<br /> 5.Eski oyuncakları ve giysileri, ihtiyacı olanlara verin.<br /> 6.Çocuk esirgeme kurumlarına gidip şeker, çikolata dağıtın.<br /> 7.Yaşlılar yurdunu ziyaret edin.<br /> 8.Ebelemece oynayın.<br /> 9.Saklambaç oynayın.<br /> 10.Basit bir top ile karşılıklı oyun oynayın.<br /> 11.Onu tiyatroya götürün.<br /> 12.Araba yıkayın.<br /> 13.Dışarıda yere tebeşirle çizgi çizerek seksek oynayın<br /> 14.Bisiklete binin.<br /> 15.Uçurtma uçurun.<br /> 16.Yürüyüşe çıkın.<br /> 17.Farklı sesler dinleyin. Kuş, araba, ayak vs.<br /> 18.Birlikte müzik kursuna gidin.<br /> 19.Birlikte folklor gibi kurslara gidin.<br /> 20.Hamak kurun.<br /> 21.Bahçede veya toprak zeminde küçük çukur açıp göl oluşturun.<br /> 22.Yalın ayak çimenler yürüyün.<br /> 23.Mangal yapın.<br /> 24.Çadır kurun.<br /> 25.Sandala binin.<br /> 26.Dere kenarına gidip su sesini dinleyin.<br /> 27.Kuşlara yem atın.<br /> 28.Sergilere gidin.<br /> 29.Birlikte akrabalarınızı ziyaret edin.<br /> 30.Değişik türde yaprak toplayıp defter arasında kurutun.<br /> 31.Bağ ya da bağmanlara gidip birlikte tarladan domates, biber toplayın.<br /> 32.Vapura binip martılara simit atın.<br /> 33.Fidanlıklara gidip çocuğunuzun adına ağaç dikin.<br /> 34.Su tabancasıyla oyun oynayın.<br /> 35.Uğur böceği bulup parmağınızdan uçurun.<br /> 36.Kürdanlar ile toprak üzerine çitler yapın<br /> 37.Semt pazarına götürün, alışveriş yapın.<br /> 38.Sinemaya gidin.<br /> 39.Sahilde kumdan kale yapın.<br /> 40.Ormanlık alanda mantar toplayın.<br /> 41.Çiftliklere gidip ata binin.<br /> 42.Balık tutun.<br /> 43.Birlikte müzelere gidin.<br /> 44.Bahçe makası ile çiçekleri düzenleyin. Çiçek sulayın.<br /> 45.Birlikte fotoğraf ve video çekin.<br /> 46.Kırlarda çiçek toplayın.<br /> 47.Basketbol maçına gidin<br /> 48.İnternette panoramik ve sanal müzeleri gezin.<br /> 49.Gün batımını izleyin.<br />
50.En önemlisi; çocuğunuzla dışarıda iyi vakit geçirin. Oyun
salonlarına bırakmayın. Atıp salıncağa- oyun parkına;bir köşede
kahvenizi içmeyin!</span></span></span></b></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-47564360564691038712012-09-11T10:35:00.000+03:002012-09-11T10:35:09.661+03:00Çocuğunuzla Evde Vakit Geçirmenin 50 Yolu<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-zuJSu-964I4/UE7pjh5qiEI/AAAAAAAABiE/83D-G173hDc/s1600/579971_317890164961047_2145018995_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="298" src="http://3.bp.blogspot.com/-zuJSu-964I4/UE7pjh5qiEI/AAAAAAAABiE/83D-G173hDc/s400/579971_317890164961047_2145018995_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoPageCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><br /> <br /> 1.Parmak boyasıyla resimler yapın.<br /> 2.Puzzle oynayın.<br /> 3.Birlikte resimli kitap yapın.<br /> 4.Kitaplarınızı şeffaf ambalajla kaplayın.<br /> 5.Birlikte bulmaca çözün.<br /> 6.Odasını birlikte boyayın.<br /> 7.Hayvan seslerini taklit edin.<br /> 8.Pizza yapın.<br /> 9.Leğene su koyup kâğıttan kayık yüzdürün.<br /> 10.Evde basit fizik deneyleri yapın.<br /> 11.Satranç öğretin.<br /> 12.Işığı arakanıza alarak gölge oyunu kurun.<br /> 13.Evde çöp toplama oyunu oynayın. Kim daha çok eşya toplarsa ödül alsın.<br /> 14.Mısır patlatın.<br /> 15.Birlikte şarkı söyleyin.<br /> 16.Sessiz sinema oynayın.<br /> 17.Birlikte radyo tiyatrosu dinleyin.<br /> 18.Bulmaca çözün.<br /> 19.Bir eşyayı evde sakladıktan sonra haritasını çizin. Çocuğunuz bulsun.<br /> 20.Akvaryum kurun.<br /> 21.Birbirinizi gıdıklayın.<br /> 22.Evde değişik boyda bardakları ters çevirip kaşıkla sesle çıkartın.<br /> 23.Eski bir tişörtü kumaş boyaları ile boyayın.<br /> 24.Kâğıttan uçak yapın, yarışın.<br /> 25.Birbirinizin taklidini yapın.<br /> 26.Sihirbazlık numaraları yapın.<br /> 27.Kese kâğıdından çanta yapın.<br /> 28.Kibrit çöpleri ile şekiller oluşturun.<br /> 29.Birlikte bir hikâye yazın.<br /> 30.Süngerden makas yardımıyla ördek yapıp boyayın.<br /> 31.Sabah erkenden kalkıp beraberce güzel bir kahvaltı hazırlayın.<br /> 32.Balkonda domates, çilek yetiştirin.<br /> 33.Evde dondurma yapın.<br /> 34.Birlikte evde pasta yapın.<br /> 35.Ona hikâye anlatın.<br /> 36.Birlikte bir resim yapın.<br /> 37.Oyun kartları ile köprüler yapın.<br /> 38.Birlikte fotoğraflarınızı düzenleyin.<br /> 39.Birkaç çarşaf ile odanın içinde labirentler kurun.<br /> 40.Yastıkları aralıklı dizerek engel atlama oynayın.<br /> 41.İsim şehir bulmaca oyunları oynayın.<br /> 42.Birlikte bir blog açın. Olmadı ortak günlük tutun.<br /> 43.Haftada bir birlikte evde film izleyin.<br /> 44.Evde yastık kavgası yapın.<br /> 45.Pul koleksiyonu yapın.<br /> 46.Haritada şehir bulmaca oynayın.<br /> 47.Kütüphanenizi arşivleyin.<br /> 48.Tekerlemeler söyleyin, uydurun.<br /> 49.Gece balkondan ya da camdan gökyüzüne bakarak yıldız kaymasını izleyin. <br /> 50. En önemlisi; çocuğunuzla kaliteli bir zaman geçirin. Önüne oyuncak, TV, bilgisayar vs. koymak onunla ilgilenmek değildir!</span></span></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-18126032844457746542012-09-08T17:56:00.002+03:002012-09-08T17:56:48.262+03:00Çay üzerine "ŞAİRLERİN DEMLERİ"<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-TwHK_bwZR5c/UEtcfV8mUuI/AAAAAAAABhM/Bbeky5wmf0Y/s1600/405825_4517892914867_733896206_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://4.bp.blogspot.com/-TwHK_bwZR5c/UEtcfV8mUuI/AAAAAAAABhM/Bbeky5wmf0Y/s400/405825_4517892914867_733896206_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span class="userContent"> iki çay söylemiştik orda, biri açık,<br /> keşke yalnız bunun için sevseydim seni. <br /> (Cemal Süreya)<br /> <br /> -haydi iç de çay koyayım. <br /> (Ah Muhsin Ünlü / Onur Ünlü)</span></b></span><br />
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b><br /> o bir çay istemişti, trenin içinde <br /> biz tren yolcusuyduk, çölün içinde <br /> ben yalnız kalmıştım, senin içinde <br /> oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!<br /> <br /> aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin<br /> (Haydar Ergülen)<br /> <br /> Ama bu kente gelirsen unutma beni ara,<br /> sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım.<br /> (Osman Konuk)<br /> <br /> Bizim içtiğimiz çay da çaydır <br /> Çarpık dudaklı ezik gözlü allı mavili çaylar <br /> Vadilerden renkli yağmurlar gibi gelir.<br /> İçtiğimiz çay.<br /> (Sezai Karakoç)<br /> <br /> Çayın rengi ne güzel<br /> Sabah sabah,<br /> Açık havada!<br /> Hava ne kadar güzel!<br /> Oğlan çocuk ne kadar güzel!<br /> Çay ne kadar güzel!<br /> (Orhan Veli Kanık)<br /> <br /> çay içiyoruz<br /> mutlu bir sessizlik içinde. <br /> (Cevat Çapan)<br /> <br /> “Günün aydın, akşamın iyi olsun” diyen biri olmalı.<br /> Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.<br /> Yoksa, zor değil, hiç zor değil,<br /> Demli çayı bardakta karıştırıp,<br /> Bir başına yudumlamak doyasıya.<br /> Ama; “Çaya kaç şeker alırsın?”<br /> Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…<br /> (Can Yücel)<br /> <br /> biriniz birkaç yıldız taksın gökyüzüne<br /> biriniz çay hazırlasın<br /> biriniz akşam olsun<br /> (Mevlâna İdris Zengin)<br /> <br /> Basit yaşayacaksın basit<br /> Sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit,<br /> Çay, Simit ve Peynirle.<br /> (Nazım Hikmet Ran)<br /> <br /> Çekti ayakları kahveye vardı <br /> Açtı tabakasın, sigara sardı <br /> Daldı.. neden sonra garsonu gördü <br /> 'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.<br /> (Abdurrahim Karakoç)<br /> <br /> çaydanlığı sürüyoruz ocağa<br /> kayna suyum kayna suyum<br /> kayna da çay içeyim<br /> ben böylesi sabahları<br /> içine de<br /> içine de<br /> ..........................<br /> <br /> o biçim!<br /> (Hasan Hüseyin Korkmazgil)<br /> <br /> Hıncım bana kalsın gayrı<br /> sen yalnızlığımı götür. <br /> Bana çay demlemeyi öğret<br /> elimi yüzümü yıkamayı,<br /> ağzıma rakı koydurma.<br /> (Ahmet Oktay)<br /> <br /> çay içiyordu. sıkılıyordu. hamamda şarkılar söylü-<br /> yordu görüntüm. işbaşı yapıyordu çalıntı zamanlarda.<br /> (Altay Öktem)<br /> <br /> Bütün gün kahvede oturdum yedek kulübesinde <br /> ve bir kardeşim saf dışı kalsın diye <br /> çay söyledim kahveden.<br /> (İbrahim Tenekeci)<br /> <br /> seni çay içerken izlemek<br /> seni çay doldururken<br /> seni demlerken çayı<br /> kimseler inanmasa da düpedüz sevap <br /> (Alper Gencer)<br /> <br /> Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir <br /> Judy Garland gibi çay<br /> Kan gibi çay.<br /> (Sezai Karakoç)<br /> <br /> Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altına<br /> Nisan toprağı kalbimde ağarıyor<br /> Bence o çocuk öyle gülmemeli<br /> Şimdi bir kadın çay demlese<br /> (Ergin Günçe)<br /> <br /> Çaycı getir ilaç kokulu çaydan<br /> Dakika düşelim senelik paydan<br /> (Necip Fazıl Kısakürek)<br /> <br /> Biraz çay soğuklarda. <br /> Ne kadar acı şu dünya<br /> (Behçet Necatigil)<br /> <br /> Bir bardak demli çay <br /> burukluğu gibi kalsın <br /> gecenin ve sabahın tadı <br /> yaşasın anılarımızda<br /> (Ahmet Telli)<br /> <br /> Her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım,<br /> seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana Şebnem.<br /> (Murat Menteş)<br /> <br /> Çay henüz her şey bitmedi demektir. <br /> (Cezmi Ersöz) <br /> <br /> hayatta herkesin mutlaka<br /> bir sarayburnu aile çaybahçesi varsa<br /> hayatta herkesin mutlaka bir istanbulu varsa <br /> hayatta herkesin mutlaka bir tanrısı varsa<br /> ve biz tanrısız kaldığımıza göre<br /> sen benimle mi gelirsin<br /> ben sen de mi kalırım<br /> bunu bırakalım şu geçip giden bulutlar düşünsün<br /> (Salih Bolat)<br /> <br /> Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de <br /> Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle...<br /> (Turgut Uyar)<br /> <br /> Aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim.<br /> Küfürler saçıp etrafa, belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı. <br /> Yokluğuna alışmamalıyım. <br /> (Tarık Tufan) <br /> <br /> Karıştır çayını zaman erisin.<br /> Köpük köpük, duman duman erisin.<br /> (Necip Fazıl Kısakürek)<br /> <br /> bir çay yalnızlığı emirgân'dan öteye <br /> değdikçe ısındığı yaldızlı bardağın<br /> (Attila İlhan)<br /> <br /> Ve oturdu mu bir masaya <br /> hakkını verir çay içmenin <br /> (Cahit Zarifoğlu)<br /> <br /> Ya da bir oda kapısını açtığınız zaman<br /> O müthiş öğle sıcağında<br /> Pencerenin önünde örgü ören birinin<br /> - Örgü mü, bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mi-<br /> Görülmediği gibi<br /> Ama var mıydı sanki görülmek isteyen<br /> Var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden.<br /> (Edip Cansever) <br /> <br /> Benim çay bardağımda senin gözlerin olur <br /> Senin gözlerin sizin çay bardaklarınızda <br /> Onların gözleri<br /> (Sezai Karakoç)<br /> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
</div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b><br /> <span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">"Biliyor musun;<br /> Köprücük kemiğini süsleyen<br /> Bir kaç ben için bile sevebilirdim seni.<br /> Neyse çay koyuyorum.."<br /> Ah Muhsin Ünlü</span></span></b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b> Sen yarımın gasidisen eylen sene çay demişem.<br /> Hıyalını gönderipdi bes ki men ah vay demişem.<br /> (Muhammed Hüseyin Şehriyar)</b></span></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-56783952925888866462012-09-05T20:35:00.000+03:002012-09-05T20:35:01.863+03:00Kadınlar susarak gider...<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/27QkLahf7kE?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<span style="font-size: large;"><b><span class="aligncenter"><strong><br /><br />Çok
uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. birinin kadını olmayı
yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait
olmayı istemez. erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz
mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. erkekler de en çok bu cümleye
sinir olurlar. ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve
daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.<br /><br />Kadınlar inatçıdır,
hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. bu yüzdendir,
konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar
uğraşırlar. sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini
paylaşır. genellikle ne cevap alır? abuk sabuk konuşma! gereksiz ve
saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. yine bir
sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların
kendisine ok gibi döneceğini bilemez.<br /><br />Bir kadın şikayet ediyorsa,
ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o
ilişkiden hala ümidi vardır kadının. yürütmek, birlikte yaşamak,
sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. daha önemlisi, o adamı hala
seviyordur.<br /><br />Kadın susarak gider!<br />En önemli detaydır,
erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. o gün gelene
kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir.
ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış
demektir. yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış
ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. kadın,
gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden,
kapıları vurup kırmadan gitmiştir. her akşam eve geldiğinde, kapının
açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. ne
mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece
ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır.
bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü
kadının gidişi sessiz ve asildir.</strong><br /><br />Cemal Sureya</span></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-32848438605731957732012-09-02T02:38:00.000+03:002012-09-02T02:38:06.690+03:00Vazgeçebilmek bir erdemdir.<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<br /><span style="font-size: large;"><b><br />
</b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"></span></span></b></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-a-0b-VWnYqM/UEKZidtk6oI/AAAAAAAABgE/lvslZfgIR7Y/s1600/253383_389806167721448_646172138_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://2.bp.blogspot.com/-a-0b-VWnYqM/UEKZidtk6oI/AAAAAAAABgE/lvslZfgIR7Y/s320/253383_389806167721448_646172138_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_50429c07d80a31183150182">
<span style="font-size: large;"><b>Vazgeçebilmek bir erdemdir.</b></span></div>
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"></span></span></b></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_50429c07d80a31183150182">
<span style="font-size: large;"><b> Bir deli güzel meziyettir ki insan kolay kolay kavrayamaz önemini.<br /> Gençken daha zordur buna vasıl olmak.<br /> Ama öyle gençler vardır ki ihtiyarlardan bilgedir, o başka.<br /> Geri kalan çoğumuz seneler geçtikçe anlarız vazgeçebilmenin kıymetini.<br /><div class="text_exposed_show">
Hayat öğretir bize.<br /> Hayat ve bir de kronikleşmiş hatalarımız.<br /> Kimilerimiz ise hiçbir zaman öğrenemeyiz ya.<br /> Dersimizi almayız. Dün nasıl isek yarın da aynen öyle.<br /> Genelde zannediyoruz ki vazgeçmek bir zayıflık belirtisidir.<br /> Hatta bir nevi korkaklık, adeta acz.<br /> Halbuki tam tersidir bence.<br /> Ancak kendine güvenen, karakteri sağlam ve komplekslerden arınmış olan insanlar vazgeçmenin erdemine vakıf olabilirler.<br /> Şu hayatta yaşadığımız sorunların çoğunu vaz-ge-çe-me-diğimiz için yaşıyoruz aslında.<br /> Israr ve inat ettiğimiz için. Takıntılarımızdan dolayı.<br /> Takıntı ile tutkuyu birbirine karıştırıyoruz sürekli, oysa ne kadar farklılar.<br /> Nasıl da zıt.<br /> Gelin bu pazar bir de başka bir pencereden bakalım kendimize, ilişkilerimize ve bilhassa vazgeçemediklerimize!<br /> <br /> Onda da bir hayır var..<br /> <br /> Seviyoruz diyelim, birini seviyoruz, hem de ne çok, ne derin, ölesiye.<br /> O kişi de aynı şekilde aşkımıza karşılık veriyor diyelim.<br /> Ama sonra, zamanla, tavsıyor muhabbet, örseleniyor.<br /> Kazara delinmiş bir balon gibi sürekli hava kaçırıyor, küçülüyor.<br /> Giderek canlılığını yitiren bir ateş gibi sönmeye yüz tutuyor.<br />
Gün geliyor, sevdiğimiz insan bizden ayrılmak istiyor. İnanamıyoruz.
Yıkılıyoruz. Kalbimizin etrafında bir yumruk, demirden zırh gibi
sıkıyor, nefes alınca bile canımız yanıyor.<br /> Dayanamıyor, heyheyleniyoruz.<br /> Kabullenemiyoruz. Israrla onu elimizde tutmaya çalışıyoruz.<br /> Sinirleniyor, öfkeleniyor, hatta sözlü ya da fiziksel şiddete başvuruyoruz.<br /> Şiddetin olduğu yerde muhabbetin yeşeremeyeceğini anlayamadan.<br /> Mesele şu ki gururumuza dokunuyor, nefsimize ağır geliyor böyle terk edilmek. Öyle çünkü. İnsanız ne de olsa.<br /> Etten ve kemikten ve billur bir kalpten müteşekkil.<br /> Oysa unutmamak lazım ki nefsimize ağır gelen şeyde bizim için hayır var.<br /> <br /> Bırakmak Lazım..<br /> <br /> Peki ne yapmalı? Zor da olsa, bırakmak lazım.<br />
Gitmek istiyorsa sevgili, madem ki budur onun güzel gönlünün dilediği,
agulu dilinin söylediği, kenara çekilip yol açmak lazım gidene.<br /> Vazgeçebilmek.<br /> Aşk ancak özgürlükten doğar, özgürlükten beslenir.<br /> Özgürlüğün olmadığı yerde ne tam anlamıyla aşk vardır, ne dostluklar.<br /> Diyelim bir mesleğimiz var, uzun zamandır icra ettiğimiz bir kariyer.<br /> Ama öylesine mutsuz ediyor ki bizi, içten içe kemiriyor.<br /> Kimse bilmiyor. Göremiyor.<br /> Lakin her gün mesleğimiz bizden bir şeyler kopartıp alıyor.<br /> Etimizden et, ruhumuzdan ruh çalıyor.<br /> Gene de ısrar ediyoruz. Bırakmıyoruz kariyerimizi.<br />
Değil istifa etmek bir gün bile ayrı kalmayı aklımızın ucundan dahi
geçirmiyoruz. Başka türlü yaşayamayız, var olamayız zannediyoruz.<br /> Bu mesleğin bizi ve çevremizdekileri mutsuz ettiğini bile bile.<br /> Göz göre göre. Peki neden?<br /> Hep aynı mesele; vazgeçemiyoruz da ondan.<br /> Vazgeçmeyi bir mağlubiyet olarak algıladığımız için.<br /> <br /> Sevinçten Çalanlar...<br /> <br /> Diyelim ki makam sahibiyiz. Nice işler yaptık bu koltukta.<br /> Bir bürokrat, bir politikacı, bir vali ya da bir okul müdürü.<br /> Ama öyle bir an geldi, gitme vakti çattı, seziyoruz.<br /> Artık yerimizi bir başkasına bıraksak daha iyi olacak sanki.<br /> Şu veya bu sebepten ötürü. Ama olmuyor. Yediremiyoruz kendimize. Yapamıyoruz işte.<br /> Kabuğuna tutunan midye misali elimizdeki otoriteye yapışıyoruz.<br /> Neden? Hep aynı refleks.<br /> Çünkü vazgeçemiyoruz.<br /> Örselenmiş ilişkiler, tavsamış evlilikler, insanı içten içe kemiren meslekler, yaşama sevincimizden çalan kariyerler…<br /> Hepsine aynen doludizgin devam ediyoruz, sırf ama sırf vazgeçemediğimizden.<br /> Gabriel Garcia Marquez en sevdiğim ve en dikkatli okuduğum yazarlar arasında oldu her zaman.<br /> Bende derin izi var.<br /> Seneler var ki birçok romanını döne döne okurum.<br /> Romancının bir söyleşişinde söylediği bir sözü ise hiç unutmam.<br /> Nasıl yazdığını soran bir gazeteciye şu cevabı verir: “Vazgeçerek!”<br /> Yazarlar için en büyük sınavdır bence yazdığından vazgeçebilmek.<br /> Diyelim bir roman kaleme alıyorsunuz<br /> fakat bir yere gitmiyor.<br /> Ya da bir karakter geliştirdiniz ancak bir türlü istediğiniz gibi olmuyor.<br /> Elinizde yüzlerce sayfa var. Kıyamazsınız atmaya.<br /> Silemezsiniz kolay kolay. İnat edersiniz o yolda.<br /> Halbuki Marquez diyor ki, bazen 120 sayfa yazar, 80 sayfasından pat diye vazgeçerim.<br /> Geriye kalan o 40 sayfa, işte odur yazarı bir sonraki aşamaya taşıyacak olan tılsım.<br /> Ama o 80 sayfayı atmadan bu 40 sayfayı bulamazsınız.<br /> Ormanda yolunu kaybeden yolcu gibi dolanır durursunuz.<br /> Çemberler çize çize.<br /> Vazgeçebilmek insana netlik getirir.<br /> Zihnimizi, kalbimizi fazla eşyaların karman çorman etkisinden kurtarır.<br /> Bir berraklık kalır geride. Hüzünlü bir durgunluk. Ama bir o kadar sakin, âlimane.<br /> Demem o ki dostlar, vazgeçebilmek lazım.<br />
Eğer bir yol bizi mutlu etmiyorsa onda körü körüne sebat etmek
yerine, nefsimizi kendimize rehber kılmak yerine, bırakabilmek lazım.<br />
Yazamadığımız kitapları, çekemediğimiz filmleri, geliştiremediğimiz
projeleri, yürütemediğimiz meslekleri ve artık bizi sevmeyen
sevgilileri bırakabilmek.<br /> <br /> -Vazgeçebilmek, bazen en güzeli!<br /> <br /> <br /> Elif Şafak</div>
</b></span></div>
<br />
<div class="fbPhotoTagList" id="fbPhotoSnowliftTagList">
<span style="font-size: large;"><b><span class="fcg"><br /></span></b></span></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-4434017940890693502012-09-02T02:34:00.003+03:002012-09-02T02:34:56.133+03:00Yıldızlar hep güldürür beni.<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-jxVN5fcQcj8/UEKbg7j5kpI/AAAAAAAABgU/wRR5yZlxejE/s1600/528795_386796158022449_1057977344_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="250" src="http://2.bp.blogspot.com/-jxVN5fcQcj8/UEKbg7j5kpI/AAAAAAAABgU/wRR5yZlxejE/s400/528795_386796158022449_1057977344_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span id="fbPhotoSnowliftTimestamp"><abbr data-utime="1338664489" title="2 Haziran 2012 Cumartesi, 22:14"></abbr> </span></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><br /><div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_50429b27d577b4093436946">
<br /> <br />
“Küçük adam,” dedim. “Ne olur bunun yalnızca kötü bir düş olduğunu
söyle bana; şu yılanla konuşmanın, buluşma yerinin ve yıldızın filan...”<br /> Ama yakarışıma kulak asmadı. Onun yerine “Asıl önemli olan gözle görülmeyendir...” dedi.<br /> “Evet, biliyorum...”<br /><div class="text_exposed_show">
“Çiçekle olduğu gibi tıpkı. Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği
seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. Bütün yıldızlar çiçek
açmış gibidir...”<br /> “Evet, biliyorum...”<br /> “Su için de öyle. Çıkrık ve ip sayesinde vermiş olduğun su müzik gibi geldi bana. Hatırlıyor musun, ne hoştu.”<br /> “Evet, biliyorum...”<br />
“Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin
yerini gösteremem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için
herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı
seveceksin... Hepsi senin dostların olacak. Hem sana bir armağan
vereceğim...”<br /> Sonra yine güldü.<br /> “Küçük Prens, sevgili Küçük Prens, bu gülüşünü çok seviyorum!”<br /> “İşte bu benim armağanım. Yalnızca bu suyu içiğimiz zamanki gibi olacak.<br /> “Ne söylemek istiyorsun?”<br />
“Yıldızlar bütün insanların.” diye yanıtladı. “Ama her insan için aynı
değiller. Yolcular için, yıldızlar yol gösterici. Ötekiler için yalnızca
gökyüzündeki pırıltılar. Bilim adamları için hepsi birer problem.
İşadamı için zenginlik. Ama bütün yıldızlar sessiz. Sen... Yalnızca sen
yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın...”<br /> “Ne söylemek istiyorsun?”<br />
“Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir
tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor
gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak!”<br /> Sonra yine güldü. <br />
“Ve üzüntün hafiflediğinde (zaman bütün acıları hafifletir) beni
tanımış olmak hep seni mutlu edecek, dostum olarak kalacaksın. Benimle
gülmek isteyeceksin. Bunun için arada bir pencereni açacaksın...
Dostların gökyüzüne bakıp güldüğünü görünce çok şaşıracaklar! Onlara
'Yıldızlar hep güldürür beni!' diyeceksin. Deli olduğunu düşünecekler.
Sana nasıl bir oyun oynadığımı görüyorsun...”<br /> “Sanki sana yıldızlar yerine, gülmesini bilen bir sürü küçük çan vermişim gibi olacak...”<br /> <br /> Antoine de Saint-Exupéry - Küçük Prens.</div>
</div>
</span></span></b></span><div class="fbPhotoTagList" id="fbPhotoSnowliftTagList">
<span class="fcg"> — </span></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-88663528165788369072012-09-02T02:27:00.000+03:002012-09-02T02:27:15.995+03:00Şu anda tadilat halindeyim, yenileniyorum.<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-_YntvK8sXIY/UEKZpV6RYqI/AAAAAAAABgM/c_nIK7bBbHk/s1600/253383_389806167721448_646172138_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://2.bp.blogspot.com/-_YntvK8sXIY/UEKZpV6RYqI/AAAAAAAABgM/c_nIK7bBbHk/s400/253383_389806167721448_646172138_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"></span></span></b></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_504298b4982e92877152024">
<span style="font-size: large;"><b>İnsan
vardır, yüzü güler, gönlü cömert, ufku geniş; onunla oturdukça oturmak
istersiniz; muhabbetinden keyif ve feyiz alır, ilham bulur, farkında
bile olmadan ne çok şey öğrenirsiniz. Yanından kalktığınızda az buçuk
değişmiş, zenginleşmiş olarak yolunuza gidersiniz. Hafiflemiş olarak,
rüzgârda tüy gibi. İçinizde bir gonca gül açılır, katmer katmer
renklenir. Elinizde olmadan hayata gülümsersiniz. <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="text_exposed_show">
Gene görmek istersiniz o kişiyi, ilk fırsatta yeniden buluşmak. <br /> <br />
Sohbetine doyamaz, ruhunun dibini bulamazsınız, öylesine derin. Bir
saklı cevherdir, ilk bakışta belli olmayan. Uçsuz bucaksız bir denizdir
kıyılarına varılmayan. O kadar azdır ki böyleleri, bulunca ömür boyu
dostluğunun ipini bırakmak istemez, kıymetini bilirsiniz; güzelliği
arayan bir mürit gibi, muhabbete susamış bir münzevi gibi, ateşe meyyal
pervane gibi etrafında incecik çemberler çizersiniz. Dostlukla,
hayranlıkla... <br /> <br /> İnsan vardır, kem bakar, ağılı konuşur, habire
şikâyet yahut hakaret veya dedikodu halindedir; karalamayı sever,
başkasına leke çalmaktan kendine payeler biçer; kimseyi beğenmez,
kendinden gayri; hiçbir yeniliği, farklılığı tasvip etmez; ayaklı sirke
küpü, diken diken her sözü; dudaklarının ve gözlerinin etrafında
senelerdir surat asmaktan, fesat bakmaktan oluşmuş çizgiler taşır lakin
bilmez; köşe bucak kaçmak istersiniz böylesinin gölgesinden bile.<br /> <br />
Ne var ki bazen o insan patronunuzdur. Ya da öğretmeniniz. Kapı
komşunuzdur veya çalışma arkadaşınız yahut ağabeyiniz. Hemen her gün
görmek zorunda kaldığınız biridir. Belki de babanız ya da
kayınvalideniz. Belki biricik eşiniz. Vaktiyle ne çok severek
evlendiğiniz ama zamanla kalben, zihnen, ruhen ayrı düştüğünüz; gene de
bir türlü yüzleşemediğiniz, dürüstçe eleştirmediğiniz... Tavsamaya yüz
tutmuş bir ateş gibi kendi kendine tüten bir ilişki. Ne uzaklaşabilir ne
katlanabilirsiniz. Ne olduğu gibi sevebilir ne hepten
vazgeçebilirsiniz.<br /> <br /> Derken ondaki irin usul usul size de
sirayet eder. Damla damla akar ruhunuza. Kangrendir ya olumsuz enerji,
hızla yayılır, sinsice; bir sağlam uzuvdan bir başkasına sıçrar, bir
insandan berikine. Bir de bakarsınız ki aynen onun gibi konuşmakta, onun
gibi meselelere yaklaşmaktasınız. İçinizde neşe kalmamış, solmuş gitmiş
o terütaze bahar. Bir kuru ayaza kesmiş benliğiniz. <br /> <br /> Siz de
tıpkı onun gibi şikâyet halindesiniz, yüzünüzde benzer çizgiler. Merak
edersiniz: “Ben ne vakit böyle oldum. Hangi dönemeçte yitirdim inancımı,
iyimserliğimi, cesaretimi, girişkenliğimi? Ben ne zaman vazgeçtim
aşktan ve aşkı aramaktan? İçsel yolculuklardan? Değişimden? Öğrenmekten?
Büyümekten? Sahi ne zaman?”<br /> <br /> Hiç düşünür müyüz etrafımızdaki,
en yakınımızdaki insanların enerjisi bizi nasıl etkiliyor? Günbegün,
aybeay, senebesene... Yahut tersine çevirelim soruyu: Bizdeki
olumsuzluklar acaba onları nasıl etkiliyor? Sevdiklerimize verdiğimiz
zararın bilincinde miyiz? Keşke ara ara kapsamlı bir tadilata girişsek
benliğimizde. Keşke daha fazla ertelemeden ve samimiyetle bakabilsek
içimize. Oradaki yanlışları, lüzumsuz hırsları, kabuk tutmuş yaraları,
tamahkârlıkları tek tek bulup ayıklayabilsek. <br /> <br /> Bir tabela
assak: “Sevdiklerime verdiğim zarar için özür diliyorum. Şu anda tadilat
halindeyim, yenileniyorum...” Köhne binalar bile gençleşirken, kurumuş
otlar bile tazelenirken, gerekli özen ve emekle şu hayatta her şey
yenilenirken, insan nasıl değişmez, değişemez? <br /> <br /> Bir süredir
romanların yanı sıra nöroloji alanında çalışmalar yapan bilim
adamlarının kitaplarını okuyorum. Kafayı fena halde taktığım, okudukça
keyif aldığım isimler var. Mesela V.S.Ra machandran. Biz şimdiye kadar
bilim ile mistisizmin birbirine taban tabana zıt olduğuna inandık ya,
Ramachandran bu ikisinin pekâlâ kesişebileceğini söyleyen sıradışı
seslerden. <br /> <br /> Uzun yıllardır Amerika’da yaşayan, ödüller almış
bir bilim adamı. Alanında önemli başarılara imza atmış. Aynı zamanda
Hint asıllı ve ruhaniyete, maneviyata, mistisizme açık bir damarı var.
Çalışmalarında şaşırtıcı biçimde bilimin akılcı, gözlemci, pozitivizme
dayalı birikimiyle tasavvufun insanlığı birbirine bağlı gören
felsefesini buluşturmakta. <br /> <br /> Ramachandran kolları ya da
bacakları kesilmiş insanlarla yakından çalışıyor. Bu tür hastaların
kaybettikleri uzuvlarının ağrısını hissetmeye devam etmeleri, yani bir
hayali sancı çekmeleri bilim dünyasının hâlâ çözemediği bir muamma.
Olmayan kolunuz sızlıyor mesela, ne ilaçla ne terapiyle geçiyor.
Ramachandran’ın anlattığı ilginç bir örnek var. Kesik eli kaşınan
hastanın yanında şayet sağlam bir kişi kendi elini usulca kaşırsa, o
hastanın kaşıntısı geçiyor. Zira senkronize hallerimiz. Zira enerji
ağlarıyla birbirimizi etkilemekteyiz habire. Bilsek de bilmesek de..<br /> <br /> Elif Şafak.</div>
</b></span></div>
<br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-18742981603020519282012-09-01T19:13:00.000+03:002012-09-01T19:13:14.394+03:00BEDEN DİLİ İLE AŞKINIZ KARŞILIKLIMI ÖĞRENİN <div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-zUhfiyyo4Sg/UEIz6NlsxlI/AAAAAAAABfM/KPe49hRy358/s1600/182147_441396745882503_1754034222_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="330" src="http://3.bp.blogspot.com/-zUhfiyyo4Sg/UEIz6NlsxlI/AAAAAAAABfM/KPe49hRy358/s400/182147_441396745882503_1754034222_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><span class="userContent"><br /> <br /> Gözlerinizin içine derin derin bakar ve bu arada göz bebekleri aşırı büyür.<br /> <br /> Yanınızdayken yüzü domates gibi olur.<br /> </span></b></span><br />
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b> Ses tonunu, sizin ses tonunuza göre ayarlar.<br /> <br /> Konuşurken elleriyle yanaklarına ve çenesine dokunur.<br /> <br /> Avuç içlerini size doğru açık tutar.<br /> <br /> Güldüğünüz şeylere o da sizinle birlikte güler.<br /> <br /> Konuşurken takılarıyla oynar.<br /> <br /> Sizinle konuşurken herzamankinden daha fazla gözlerini kırpar.<br /> <br /> Kirpikleri hareketlidir, titrer.<br /> <br /> Konuşurken bileklerine dokunur.<br /> <br /> Kadının sevdiği erkekle konuşurken bileklerine dokunması, karşısındaki erkeğe ‘sana güveniyorum’ mesajını iletir.<br /> <br /> Saçlarıyla oynar.<br /> <br /> Saçlar canlılığın, yaşamın ve dinçliğin simgesidir ve kadın saçlarıyla oynarken bilinçsizce bunu vurgulamak ister.<br /> <br /> Sizinle konuşurken bir dirseğini avucunun içine yerleştirirken, diğer elini havada tutar.<br /> <br /> <br /> Erkekler<br /> <br /> Sürekli Bakışlarınızı yakalamaya çalışır.<br /> <br /> Göz kontağı kurar, ardından gözlerini kaçırır ve sonra tekrar sizin tarafınıza bakar.<br /> <br /> Konuşurken sık sık kolunuza ya da omzunuza dokunur, ancak bunu arkadaşlık samimiyeti içinde yaptığını göstermeye çalışır.<br /> <br /> Sürekli saçlarını düzeltir.<br /> <br /> Biraz daha kasılarak yürür ve kaslarını gerer.<br /> <br />
Sizin sesinizi duyacak kadar alçak sesle konuşur, bu sizi kendi
alanına davet etmesi ve sohbeti ikinize özel, size ait bir faaliyet
haline getirir.<br /> <br /> Konuşurken size doğru eğilir.<br /> <br /> Eli sık sık çenesine gider.<br /> <br /> Başparmağını kemerine geçirir.<br /> <br /> Avuç içleri arasında bardağı ya da kalemi gezdirir.<br /> <br /> Size bakarak konuşurken gözlerini kısar.</b></span></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-7420556807354346552012-09-01T19:10:00.000+03:002012-09-01T19:10:17.978+03:00KADINLARIN ANLATMAK İSTEDİĞİ ŞEYLER..<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Zna1T_FAZJY/UEIzXAJMSZI/AAAAAAAABfE/GNujkOfAf2I/s1600/561786_361885980525339_1595868389_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://3.bp.blogspot.com/-Zna1T_FAZJY/UEIzXAJMSZI/AAAAAAAABfE/GNujkOfAf2I/s400/561786_361885980525339_1595868389_n.jpg" width="400" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<br /><span style="font-size: large;"><b><span class="userContent"> <br /> 1. Peki<br /> <br />
İşte en tehlikeli kelime: Peki Öyle bir söyleriz ki kavgada o küçücük
kelimeyi, öyle anlamlar yükleriz ki üzerine, o an her şeyi bırakıp
gitmek isteriz. Avına saldıran bir kaplan kadar hırçın </span></b></span><br />
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b>ama
bir o kadar da sessiz oluruz. “Peki” dedik, kavga bitti sandın di mi??
Yok öyle bir şey. “Peki” demiş kadın matador karşısındaki boğadan bile
daha tehlikeli<br /> dir. Kırmızıyı kendine göster ve at kendini dışarı.
Geriye dönerken (hadi ben kinder süt dilimi ile yumuşarım da) en sevdiği
şeylerden almayı sakın unutma. Ama unutma bu seni affettirmez sadece
sonunu biraz geciktirir o kadar<br /> <br /> 2. Tamam<br /> <br /> Hele o
“tamam”dan sonra susuyorsak, tehlike çanları çalıyor demektir. Her an
büyük bir patlama olabilir. Sen her şeyin yoluna girdiğini sanabilirsin.
Hazırlıklı ol, başın büyük belada. Fitil fitil gelecek her şey
burnundan. Mümkünse göz önünde fazla bulunma, bir şeyler anlatmaya
çalışma sakın, seni dinlemiyoruzdur. Zaten o yüzden tamam diyoruz ya. Ne
anlatırsan anlat alacağın tek cevap “tamam”dır artık.<br /> <br /> 3. Anladım<br /> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b>Anladım çünkü çok zekiyiz<br /> <br /> 4. Haklısın<br /> <br /> Yok öyle bi şey. Haklı olan daima biziz. Haksız bile olsak bir yolunu
bulup kendimizi haklı çıkartırız. O an bile ne olduğunu anlamaz,
kendinden utanırsın. Sadece seni oyalıyoruz, haklı olduğun büyüsüne
kapılıp gevşediğin anda bütün silahlarımızla saldırıp seni haksız
çıkartmak için. Haklı olan biziz. Unutma.<br /> <br /> 5. Bilmem<br /> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b>Tabii ki biliyorum… Sadece kızgınım ve bilmem diyerek konudan
kaçıyorum. Ama sanma ki bu konu kapanacak. Bence sen de şimdi konuyu
kapat ve daha ılımlı bi anda gündeme getir. Yoksa sen de farkındasın
bildiğimizin<br /> <br /> 6. Nasıl İstersen<br /> </b></span></div>
<div class="text_exposed_show">
<span style="font-size: large;"><b>Aman bunu ciddiye alıp
istediğin şeyi yapma, tuzaktır bu. Hele bi yap, gör bakalım sadece
süpürgesi eksik olan bir cadı çıkıyor mu karşına çıkmıyor mu? Atıyorum
lcd ekran tv istedin kavga çıktı, sonunda sinirden “sen bilirsin” dedik.
Getir bakalım o TV’yi eve, bozmak için elimizden gelen her şeyi
yapmıyor muyuz??<br /> <br /> 7. Boş ver<br /> <br /> Sakın ha boş
verme. Boş ver dediğimiz şey, inan bizim için çok önemlidir yine
sinirden demişizdir. Eğer sen boş verirsen daha da sinirleniriz. Dar
ederiz dünyayı başınıza. Her kavgada gündem olur o şey. Sadece biraz
bekle sakinleşelim.<br /> <br /> 8. Sen Bilirsin<br /> <br /> Hayır
her şeyi ben bilirim. Şu an çok sinirliyim o yüzden seni baştan savma
cevaplarla geçiştiriyorum. Sakın ha, havalara girme sen bilirsin dediğim
için. Şu an o kadar iyi değilim, tek istediğim susman, o yüzden sen
bilirsin.<br /> <br /> 9. Gerek Yok<br /> <br /> Bunu genelde
erkek “açıklamama izin ver” dediği zaman söyleriz. “Gerek yok” çünkü sen
ne anlatırsan anlat ben yine bildiğimi okuyacağım. Senin
söylediklerinden çok, benim düşünüp beynimde kurduklarım önemli şu an
benim için. Gerek yok, sus sakinleşmemi bekle önce… Gerek yok.<br /> <br /> 10. Hı hı<br /> <br /> Bu kelimeyi söylerken kesinlikle karşındakinin gözlerine bakmayız.
Uzağa boş boş bakışlar atarak söyleriz ki o anlamsız iki heceye
olabildiğince anlam yükleyelim. Dudakları birleştirip, başımızı yukarı
aşağı sallayarak “hı hıı bittin olum sen” hissini uyandırırız karşı
tarafa.</b></span></div>
<br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span></div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-89929743445707920402012-08-30T10:48:00.002+03:002012-08-30T10:48:25.846+03:0030 AĞUTOS ZAFER BAYRAMI<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/vViQ9Wcgr8M?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<b><span style="font-size: large;"> 30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun.</span></b><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-EzA_scixy0I/UD8akj8OKlI/AAAAAAAABeM/E-dH_SW-NGw/s1600/Mustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk-S%C3%B6zleri4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="131" src="http://1.bp.blogspot.com/-EzA_scixy0I/UD8akj8OKlI/AAAAAAAABeM/E-dH_SW-NGw/s400/Mustafa-Kemal-Atat%C3%BCrk-S%C3%B6zleri4.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;"><span class="userContent">Çocukluğumun en güzel hatıraları arasında yer
alır,30 Ağustos Zafer Bayramı.</span></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><span class="userContent">Her 30 Ağustos tarihinde sabahın erken
saatlerinde; Babam kardeşlerimle beni korteji ve törenleri izlemeye
götürürdü vatan caddesine nasıl güzel ve ihtişamlı görün</span>ürdü minik kalbime ve heyecanını bugün bile halâ hissedebiliyorum.<span class="userContent"></span></span></b><br />
<div class="text_exposed_show">
<b><span style="font-size: large;">
"Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Atatürk ve silah arkadaşları ile
kahraman Türk Ordusu’na şükran ve minnetlerimizi sunarken, ulusumuzun da
Zafer Bayramı kutlu olsun"...</span></b></div>
</div>
Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-75924326164903285052012-07-07T09:35:00.002+03:002012-07-07T09:35:59.558+03:00Bir demet nergis al kendine<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-NYUbWCA9Jt8/T_fYnQKUq5I/AAAAAAAABdk/DNXHz6QIB6Q/s1600/559235_427685550582073_1316670978_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="190" src="http://4.bp.blogspot.com/-NYUbWCA9Jt8/T_fYnQKUq5I/AAAAAAAABdk/DNXHz6QIB6Q/s400/559235_427685550582073_1316670978_n.jpg" width="400" /></a></div>
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><span class="commentBody" data-jsid="text"><br /> Bir demet nergis al kendine. Ne olur böyle yapma. Kendine kıyma.<br /> <br />
Biliyorum senin için yanıyor. Onlarla aynı dili konuşmadığını
zannettiğin bir kalabalığın ortasında, âcizliğinden muztarib, gittikçe
içine kapanıyorsun. Her şeyden uzaklaşıyorsun.<br /> <br /> Tamam.
Yorgunsun. Allah şahit, bilenler şahit, çok yorgunsun. Yaşanmakta olan
bütün acılar gibi yaşanmış ve yaşanacak olan bütün acıların da kalbinin
üzerine çöreklendiğini zannetmekten yorgunsun. Böyle bir yükü bu kalp
taşımaz, biliyorsun. Ben de biliyorum. Ama, kaldır bu acıları benim
kalbimin üzerinden Rabbim, diye bir dua da etmiyorsun. "Saf ahenge
biçilen bunca bedelin çok fazla olduğunu" düşünmene ramak kalmış. "Giriş
biletini üstün saygıyla iade etmek" noktasında tereddütlü, İvan gibi,
bütün sorumluluğu kendi üzerine alıyorsun.<br /> <br /> Burası dünya. Cennet
değil, unutma. Çekilme kabuğuna. Adım at. Denize at. Hâlik'ın var
senin. Haddini aşma. Zıddına inkılâb etmekten kork. Baba Karamazov'luğu
bütün insanlara mâl etme. Unutma, Alyoşa da insan, İvan'ın düştüğü
yerden kalkan Mitya da.<br /> <br /> Bahçendeki ağaçların sarsıldığını fark
et önce. Deniz, kıyıları dövmeye başlamış çoktan. Yağmurun damlaları
camlarda kristal. Yer ile göklerin yaklaştığı kadar gece ile gündüz de
birbirine yaklaşmış. Şeb-i Yeldâ. Kaldırımlarda sarı ışık topları,
başında rüzgârların en fazla hatırlatanı. Renginden, kokusundan,
sisinden, buğusundan kar sesini hatırla. Bir kerecik ne olur kendi
korunağından, sıcağından utanma. Üzerine atılan çizgili battaniyenin,
ocağında yanan ateşin hesabını yapma. Acının kavramı kadar yakıcılığını
da bütünüyle sırtlanma. Çetele çıkarma. Herkesin yerine yanmaya
kalkışma. Hani, "Siyahlık şöyle dursun, haddinden fazla beyazlık bile
hoşa gitmez", diyor ya Şirazlı Sadi. Uy öğüde, küstahlaşma. Acı biraz.
Esirge kendini. Bağışla. Telef olup gideceksin yoksa.<br /> <br /> Bir demet
nergis al kendine. Dolmuşa bin. Önceden hazır ettiğin 125 kuruşu
tutuştur şoförün eline. Bak, bu keskin soğukta bile ter damlacıkları.
Sonra bir grup genç doluşsun içeri. Kızlı erkekli, hengâmeli şamatalı.
Nasıl böyle tasasız olabildiklerine şaşma. Yol boyunca biri diğerlerine
ellerini kollarını sağa sola çarpa çarpa, incir çekirdeğini doldurmayan
bir sürü şey anlatsın. Zayıf sözcüklere yüklenmiş gürültülü cümleler
kullansın. Kızma. Katıl sohbetlerine. Bir cümle de sen sal orta yere.
Üniversite öğrencisi değillermiş. Eziklermiş bu yüzden söylemeseler de.
Dershaneye de gitmiyorlarmış. O defteri ebediyen kapatmışlarmış. Sonra
içlerinden biri senin kucağındaki demetten bir sap nergis istesin, tek
dal, diye üstelesin. Kız arkadaşına verecekmiş. Ver. Versin. Bir şeyin
eksik kaldığını fark etmedin mi? İkinci nergis dalını da sen çıkar
usulca. Bu da kendi arkadaşına versin. Kızlardan biri geri dönsün
neşeyle. Nereden geliyor bu nergisler, desin. Benden, de. Ben nergis
devrimdeyim. Gül devrimi, lâle devrimi çoktan geçtim.<br /> <br /> Aynı
durakta inin. Elindeki çantaları taşımaya kalkışsınlar. Reddet. Onlara,
yürümeye çalışan bir anneyi işaret et. Gencecik, güzelcecik. Kucağında
çocuğu. Kollarında torbalar, çantalar. Biraz hava almak için dışarı
çıkmış. Bir işe yaramamış. Belli ki yükü ağırlaştıkça ağırlaşmış.
Annenin tükenmesi. Tam da o menzilde. Onu işaret et. Onun yüklerini
taşıyın, de. Taşısınlar. Müteşekkir kal.<br /> <br /> Sonra hatırla. Yıllar
önce hani, yine böyle bir kuyuya düşmüştün de sen. İnsanlara güvenini
kaybetmiş, birinde hepsini mahkûm etmiş. Bir bebek arabasını ite ite bir
köprüden geçiyordun. Birden arabanın ön sağ tekerleği yerinden çıkıp
tıngır mıngır yuvarlanmıştı da köprünün korkuluklarına dizilmiş şamatalı
gençlerden biri yerinden fırlamıştı. Tekerleği kapmış, bebek arabasının
önünde diz çökerek yerine takmıştı. O zaman insanların birinde tümünü
affetmiş değil miydin?<br /> <br /> Bir göz gezdir bakalım. Bir avuç fındık
verenin, tahta sandığın üzerinde bir cenin uykusuna aktığında senin de
başının altına bir yastık koyanın. Vardır mutlaka. O rüyayı görmeyi
unutma.<br /> <br /> Bir demet nergis al kendine. Ne olur böyle yapma. Kendine kıyma..<br /> <br /> 19 Aralık 2010 / Zaman Gazetesi</span></span></b></div>Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-54307968132342737532012-07-01T02:01:00.002+03:002012-07-01T02:01:37.844+03:00HER İNSANIN KADER KAT SAYISI VARDIR<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-YN6J8RmI-zE/T--E4_DeLWI/AAAAAAAABc8/Z2JavwOgWhk/s1600/575862_306380569456217_667326845_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://2.bp.blogspot.com/-YN6J8RmI-zE/T--E4_DeLWI/AAAAAAAABc8/Z2JavwOgWhk/s400/575862_306380569456217_667326845_n.jpg" width="333" /></a></div>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b>HER İNSANIN KADER KAT SAYISI VARDIR (ve gerçektir)<br /> okuyun hesaplayın kişiliğinizle uyuşacaktır.</b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b></b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b>"Benim sayım 8 çıktı. Bakalım sizin ayınız kaç" ?<br /> </b></span><br />
<span style="font-size: large;"><b>Kader Katsayısı Nedir?</b> <b><br /><br /> Bu sayi var olusunuzun gerisindeki amac ve ozellikleri belirliyor.Icinizde sakli olan ozellikler, dusunce biciminiz,kis</b> <b><span class="text_exposed_show">iliginiz ve yasamdaki amaciniz gizli bu sayi da dogumdan olume kadar bu sayinin isiginda yolunuzu cizeceksiniz.<br /> <br /> Kader Sayinizi Nasil Bulacaksiniz ?<br /> <br />
Yasam carkinizin kader sayisini bulmak icin dogdugunuz ayin degeriyle
gunu ve yilinin sayilarini yan yana toplamaniz gerekiyor.Aylarin sayi
degerleri:<br /> <br /> Ocak : 1<br /> Subat: 2<br /> Mart: 3<br /> Nisan: 4<br /> Mayis: 5<br /> Haziran: 6<br /> Temmuz: 7<br /> Agustos: 8<br /> Eylul: 9<br /> Ekim: 1<br /> Kasim: 2<br /> Aralik: 3<br /> <br /> Sira kader sayinizi bulmaya geldi.<br /> Tablodan dogdugunuzun ayin degerini bulup gün ve yil ile birlikte toplayin.<br /> <br /> Örneğin:<br /> 20 temuz 1957 'de doğmussanız;<br /> 20+ 07+ 1957=1984<br /> 1+9+8+4=22 > 2+2=4 <br /> Kader sayınız: 4 eder <br /> <br /> Kader Sayisi 1<br /> "ÖNCÜ" Öncü, lider, yol gosterici ve planlayicisiniz.<br />
Gercekten guclu bir kisiliginiz var. Yeriniz kaptan kosku. Baskalarina
boyun egmek sizin icin yabanci bir kavram. Son derece yaratici ve
yeteneklisiniz.Dusuncelerinizi bir an evvel yasama gecirmek,
gerceklestirmek icin gerekli olan mucadeleci ruhu sizde mevcut. Yukselme
hirsi ise yasaminizin temelini olusturuyor.<br /> Arzu ettiginiz basariya
ulasmak icin yilmadan calisiyorsunuz. Yoneticilik yeteneginiz oldugu
icin Olaylara hemen hakimolabiliyorsunuz.Yasamin her alaninda bu
yeteneginiz gecerli.<br /> Kararlilik, guc ve irade hirsinizin Araclari.
Ve siz bu araclari Buyuk bir beceri ile kullaniyorsunuz. Zaman zaman bu
Niteliklerin olumsuz yonlerini sergilediginiz oluyor.Boyle durumlarda
son derece saldirgan olabiliyorsunuz. Oysa istediginizi elde etmenin
yolu iliskilerinizde inceligi elden birakmadan halletmek.Bazen elestiren
ve emreden oluyorsunuz ama size elestiri yapildiginda
kahroluyorsunuz.Aslinda son derece hassas bir kalbiniz var.Bu durumda
kalbinizin sesini dinleyin.Kisa zamanda hem liderliginizi hemde
dostlarinizi yeniden kazanirsiniz.<br /> <br /> Kader Sayisi 2<br />
"YARDIMCI" Sizi baskalarindan ayiran iki yonunuz var. Taktik ve insan
iliskilerinde gosterdiginiz ustalik ve beceri ile ustesinden
gelemeyeceginiz hic bir sey yok.Yasaminizdaki anahtar kelime isbirligi.
Uyumsuzluk ve tartismali konular sisteminizi hemen etkiliyor. Bu yuzden
basiniza boyle bir sey geldiginde butun gucunuzle durumu duzeltmeye
calisiyorsunuz. Zarif bir insansiniz bunun yani sira baskalarini da cok
dusunuyorsunuz kirmamaya calisiyorsunuz. Bu yuzden cevrenizden
dostlariniz hic eksik olmuyor.Kader Carkinin diger sayilarindan daha
mucadeleci bir ruha sahipsiniz ( 9'dan sonra ). Ancak yasamin guzel
zevklerinden hic mahrum kalmiyorsunuz. 2 rakami toparlayiciligin
sayisidir. Ruhunuzun birlestirici yonunu alevlendiriyor. Mutluluguzun
temel kosulu ise uyum yaptiginiz hersey de sanki bir sihir var.Cunku bir
kavrami ele alip onun icini doldurmakta ustunuze yok.Baskalarinin
yardima ihtiyaci oldugunda ortaya cikiyorsunuz ama gerektiginde hic
kimsenin yardimi olmadan isinizi kendi basiniza halledebiliyorsunuz.<br /> <br /> Kader Sayisi 3<br />
"SECICI" Orgutlenme yetenegi ve yoneticilik sizde toplaniyor. Becerikli
bir insansiniz bu ozelliginiz sayesinde basari ve mutluluk dolu bir
yasam sizi bekliyor Insanin dogasini ve zaaflarini iyi bildiginiz icin
insanligi duzeltmek amacina yonelik meslekler seciyorsunuz. Aslinda cok
bagislayici ve halden anlayici bir insansiniz. Otorite en onemli
silahiniz. Yonetici olarak girdiginiz her yerde bu silahi
kullaniyorsunuz. Ne kadar buyuk bir toplulukla calisirsaniz basariniz ve
kazancinizda o derece buyuk olacaktir.Endustri, sirket ve orgutlerde
yonetici yeteneklerinizi en iyi sekilde kullanabilirsiniz. Cok cesur bir
insansiniz. Amaclariniz ve yapmaniz gerekenleri cok iyi biliyorsunuz.
Amaciniz herkesin hareket ozgurlugunden faydalanmasini saglamak. Ama bu
da size gore belli bir disiplin icinde olmali. Kendi ozgurlugunuz icin
baskalarini incitmekten hoslanmiyorsunuz.Dogal olarak baskalarinin da
bunu size yapmasina izin vermiyorsunuz.<br /> <br /> Kader Sayisi 4<br />
"DUVARCI" Yasam carkinizin sayisi kareyi simgeliyor. Bu adalet ve
esitlik demektir.Siz ise bu karenin tam ortasinda dort tarafiniz cevrili
oldugu icin kipirdayamiyorsunuz. Biraz da hareket ve renk lazim degil
mi hayatinizda? Sadece yukariya dogru gelisebiliyorsunuz. Kare yasamin
tum pratik yonlerini temsil ediyor. Ama olaylara degisik acilardan
bakmayi basaramiyorsunuz.Yasam carkina gelecekte olacak iyi seylerin
temeli diye de bakabilirsiniz. Sabirli ve sebatli birisiniz calismaya
her an hazirsiniz. Aynen bir duvar ustasi gibi araclariniz mantik ve
yontemdir. Sizin icin belirli kaliplar var,onlarin disina cikmayi ise
hic akliniza getirmiyorsunuz. Sadik ve guvenilir bir kisisiniz. Ancak
muhafazakarlik sizi kisitliyor.Ayrintilar ise sizin bazi cabalarinizin
sonuclanmasini engelliyor. Kendi fikirlerinizi baskalarina zorla kabul
ettirmeye calismazsaniz ilerlemeniz daha kolay olacaktir. Bir sanatcinin
yada mimarin size kavram olarak sundugu bicimi tum ayrintilari ile
gozunuzde canlandirabilirsiniz. Bundan sonrada kendi pratik
yaklasiminizla projeyi kagida dokebilirsiniz. Kimse sizin icin gorev ve
sorumluluklardan kaciyor diyemez cunku nerede guvene ihtiyac varsa orada
sizi buluyorlar.<br /> <br /> Kader Sayisi 5<br /> "YAZICI" Dogustan Merkur
ozellikleriniz var. Enerji canlisiniz. Ince bir zekanizin yani sira
iyimser bir kisiliginiz var.Yasam sizin icin cesaret gerektiren bir
macera. Eglenmesini dahasi yasamasini cok iyi biliyorsunuz.Yasamin
degiskenligi sizin degisik ve cesitlilige olan duskunlugunuzle tam bir
uyum icinde oldugundan yasama rahatlikla ayak uydurabilirsiniz.Dunyanin
merkezi olmaktan hoslaniyorsunuz. Ama olmadiginizi bir turlu kabul etmek
istemiyorsunuz.Ozgurlugunuze cok duskunsunuz. Ve hic bir seyin sizi
ozgurlugunuzden alikoymasina izin vermiyorsunuz. Sozcukleri kullanmada
cok basarilisiniz. Bundan dolayi konusmaya dayali mesleklerde cok
basarili olursunuz. Eglence ve yazin dunyasinda bir yildiz gibi
parlayabilirsiniz.Ancak ustun konusma yeteneginiz bazen sorunlarada yol
acabilir. Bilmediginiz konulara dalarak mahcup olabilirsiniz. Degisken
bir karakteriniz var. Bu kotu bir ozellik degil. Kimileri icin bir zevk
de denilebilir. Size gore akilli insan zamana ayak uydurmak
zorundadir.Ihtiyaclarinizin neler oldugunu biliyor ve bu ugurda yapmaniz
gerekenlerden kacmiyorsunuz. Sizin icin mutluluga giden yol buradan
geciyor.Her ne pahasina olursa olsun almak. Mutluluk kendinizi ifade
etmek ve basariya ulasmaktir.<br /> <br /> Kader Sayisi 6<br /> "OGRETMEN"
Sizin dunyanizin yoneticisi asktir. Aslinda kime asik oldugunuzun cok da
onemi yoktur. Ve evrendeki goreviniz bu Felsefiyi ogretmektir.Amaciniz
ise baskalarina yardim etmektir. Aska ve ilgiye olan asiri ihtiyacinizin
arkasinda kendinize olan guvensizliginiz yatar. Ailede
gerceklestirdiginiz huzuru, cevrenize sonrada tum dunyaya yaymak
amaclarin en onemlisi. Kabaliga, bayaliga asla tahammul edemiyorsunuz.
Ikili iliskiler tercihiniz. Kalabalikta kendinizi savunmasiz
hissediyorsunuz. Muzikten,guzel sanatlardan anliyorsunuz. Yasamin
guzelliklerine olan sevginizi bu alanlarda uzmanlasarak dile
getiriyorsunuz. Kendinizden cok baskalarini dusunme ozelliginiz, sizi
genclerin danismani, yaslilarin sirdasi ve dunyanin ogretmeni yapiyor.
Cok ender elestiriyorsunuz. Aslinda sizi rahatsiz eden cok az sey var.
Yaninizda sevgiliniz olsun yeter. Gorevlerinizin size yukledigi
sorumluluk aslinda gorundugunden de agir.Ancak bu agir gorevlerin
onemini gayet iyi biliyorsunuz. Yasamdaki gorevlerinizi yerine getirerek
buyuk mutluluga ulasabilirsiniz.<br /> <br /> Kader Sayisi 7<br /> "MiSTiK"
Gozlemci bir yapiya sahipsiniz herseyin ardindaki nedeni aramaniz en
buyuk ozelliginiz. Yuzeysel hic bir sey sizi tatmin etmiyor. Tersine
merakinizi korukluyor. Mistik konulari, yeni ve eski ilim alanlari
ilginizi fazla cekiyor. Tipki bir doktor gibisiniz. Sorunlu insanlar
aradiklari huzuru sizde buluyor. Sizin elinizde adeta sihirli bir guc
var. Mesafeli<br /> tavriniz sizi diger insanlardan ayiriyor. Ancak
yasamin derinliklerine inenler sizi anlayabilir,suskun donemlerinize bir
anlam verebilir.Nitekim zaman zaman boyle manasizca icinize
kapandiginiz oluyor. Insanlar ilk tanisdiklarinda sizden cekiniyor.
Dogustan itibarlisiniz adeta. Yeriniz ne olursa olsun daima ilgi
uyandiriyorsunuz. Felsefi ve kulturel konulara<br /> ilginiz buyuk. Ancak
tam olarak cozebilmiz degilsiniz. Muzik yazmak,kesifler yapmak
yaraticiliginizi kullanabileceginiz alanlardan. Sizin icin sanatcilarin
eserlerinden yararlanmadan yasamak yasamak degil. Bazen yasam sizin icin
bir dus kirikligi olsada daha ogreneceginiz cok sey var.Genelde
karamsar ve suskun bir yapiya sahipsiniz.Yalniz da yasamayi
basarabilecek nadir kisilerdensiniz. Hayat konusunda bazen umutsuzluga
dustugunuz de oluyor. Ancak felsefi bakis aciniz yasamin nereden
kaynakladigini ortaya cikaracak kudrette.<br /> <br /> Kader Sayisi 8<br /> "SANATCI" Herseyi net olarak ifade etme yetenegine hatta herseyi<br />
net olarak hissetme yetenegine sahip olmasanizda, zekanin yasaminizda
buyuk bir onemi var. Cok cesitli konulardan zevk aliyorsunuz. Zamaninizi
buyuk kismini da hayallere ayiriyorsunuz. Fakat yasamin salt eglence
olmadiginin farkindasiniz. Cok yonlu olmak en buyuk ozelliginiz. Cok ve
cesitli yetenekleriniz var. Cabuk kavramak da bunlardan biri. Fakat
insanlar hakkinda kolay yanilgiya dusuyor, gercek yuzlerini cok gec
farkedebiliyorsunuz. Bilgiye aninda ulasmanin yollarini
biliyorsunuz.Ancak bilime yeteneginiz ve duskunlugunuz fazla degil.
Cunku zamaninizin cogunu gercek bir bilim adami gibi bilime adamak
yerine daha sanatsal ve sportif faaliyetlerden hoslaniyorsunuz.
Hossohbet ve eglencelisiniz. Bu ozellikleriniz de kolay arkadas
edinmenizi sagliyor. Pek cok insan sizi seviyor ama sizi gercekten
anlayan cok az insan oluyor. Bunun<br /> sebebi karmakarisik ruhunuzun
derinliklerine inebilmeyi cok az kisinin basarabilmesi. Ugrastiginiz
size zevk veren konulardan cabuk bikiyorsunuz.Olaylari genelde oldugu
gibi kabulleniyorsunuz.Yani fazla dert edinmiyorsunuz. Zaten mucadele
etmekten de hoslanmiyor cabuk pes ediyorsunuz. Kivrak zekaya sahip
oldugunuzdan baskalarini acimasizca elestirmek ten
kacinmiyorsunuz.Sozcukleri kullanmadaki yeteneginiz iyi bir elestirmen,
yazar, konusmaci,ya da sunucu olmanizi saglayabilir. Sevgisiz yasamayan
bir insansiniz. bu yuzden sizi seven ve anlayan biriyle birlikte
olmadikca mutlu<br /> olmaniz mumkun degil.<br /> <br /> Kader Sayisi 9<br /> "METAFIZIKCI" Yasaminiz, perdenin gerisindeki esrari, ruhun ve<br />
gizli ilmin ardindaki anlami cozmekle geciyor. Yasaminizin amaci
gercegi yalnizca gercegi ogrenmek Bu konuda cok basarili oldugunuz da
bir gercek.Ynsanlari tanimak icin genellikle 5 dk. gozlemlemeniz
yeterli. Hayati seviyor fakat cok az kisiyi sevmeye deger buluyorsunuz.
Hayatinizin her alaninda comert ve kusursuz olmak istiyorsunuz.
Karsinizdakilerin de en az sizin kadar kusursuz ve guvenilir olmasini
bekliyor, bu yuzden zaman zaman cok aci cekiyorsunuz.Cok guclusunuz
fakat cabuk incinen altin bir kalbe sahibisiniz. Cok az insana gercek
sizi tanima firsati veriyor, onlara da fazlaca deger veriyorsunuz.
Psikolojik olaylari anlama yeteneginiz muazzam. Ancak sizin disinizda
gelisen olaylar sizi ve ruh halinizi fazlasiyla
etkiliyor.Bagimsizliginiza ve ozgurlugunuze duskunsunuz . Yine de
sevgiyi herseyin ustunde tutuyorsunuz. Hayatiniz karisikliklari cozmek
uzerine kurulu oldugu icin mucadele etmekten yorulmuyorsunuz. Hemen her
seviyeden insanla anlasma yetenegine ve sonsuz sabra sahipsiniz.
Insanlarin ihtiyaclarini onlar soylemeden anliyor ve yardimlarina
kosuyorsunuz. Cok iyi bir dinleyici, gözlemci ve yol göstericisiniz bu
yuzden iyi bir psikolog veya konusmaci olabilirsiniz... !!</span></b></span></div>Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2173993072560331445.post-54649251415576770592012-06-28T11:29:00.001+03:002012-06-28T11:29:13.226+03:00Hangi Ayda Doğdunuz?<div dir="ltr" style="text-align: left;" trbidi="on">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-63uHv7V1U5I/T-wVxeFe7dI/AAAAAAAABcU/rDGtUMUTDFs/s1600/487939_10151043160928846_1845870191_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="307" src="http://4.bp.blogspot.com/-63uHv7V1U5I/T-wVxeFe7dI/AAAAAAAABcU/rDGtUMUTDFs/s400/487939_10151043160928846_1845870191_n.jpg" width="400" /></a></div>
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><br /></span></b><br />
<b><span style="font-size: large;"><span class="hasCaption"><br /> <br /> Ocak<br /> Hırslı ve ciddi kişilik<br /> Öğrenmeyi ve öğretmeyi sever<br /> İnsanların zaaflarını ortaya çıkarmayı sever<br /> Çok eleştirir<br /> <br /> Akıllı ve planlı programlıdır<br /> Çok çalışır ve üretkendir<br /> Duyarlı ve derin hisleri olan biridir<br /> İnsani nasıl mutlu edeceğini bilir<br /> Aşırı dikkatlidir<br /> Bünyesi kuvvetlidir<br /> Zor heyecanlanır<br /> Romantiktir ama aşkını ifade etmekte zorlanır<br /> Çocukları sever<br /> Evcil ve sadık bir eş olur<br /> Kolayca kıskanır<br /> Sosyal yönden zayıftır<br /> <br /> <br /> Şubat<br /> <br /> Somut şeylere önem verir<br /> Değişkendir<br /> Sessiz utangaç ve ağırkanlıdır<br /> Kendine güveni pek yoktur<br /> Dürüsttür<br /> Özgürlüğüne düşkündür<br /> Bazen saldırganlaşır<br /> Kesin olmayan işlerden hoşlanmaz<br /> İnatçıdır<br /> Hayallerinin peşinden gider<br /> Batıl inançlara eğilimlidir<br /> <br /> <br /> Mart<br /> <br /> Çekici kişilik<br /> Utangaç ve tutucu<br /> Esrarengiz<br /> Cömert ve sempatik<br /> Rahatına düşkün<br /> Duyarlı<br /> Hizmet etmekten zevk alır<br /> Kolay sinirlenmez<br /> Güvenilir<br /> Nezakete önem verir<br /> İyi bir gözlemcidir<br /> İntikamcıdır<br /> Seyahat etmeyi sever<br /> Dikkat çekmeyi sever<br /> Dekorasyona meraklıdır<br /> Tempolu müzikleri sever<br /> Çok değişkendir<br /> <br /> <br /> Nisan<br /> <br /> Aktif ve enerji doludur<br /> Çabuk karar verip çabuk pişman olur<br /> Şefkatlidir<br /> Mantığını dinler<br /> Diplomatiktir<br /> İnsanları teselli etmeyi sever<br /> Dostlarının sorunlarıyla yakından ilgilenir<br /> Cesurdur<br /> Maceraperesttir<br /> Sevgisini ve ilgisini belli eder<br /> Hafızası güçlüdür<br /> Baş ve göğüs hastalıklarına eğilimlidir<br /> <br /> <br /> Mayıs<br /> <br /> Sert yapılı<br /> Kolay sinirlenir<br /> Kolay ilgi çeker<br /> Fiziksel güzelliğe önem verir<br /> Motivasyona ihtiyacı yoktur<br /> Sistematik çalışır<br /> Hayal kurmayı sever<br /> İleri görüşlüdür<br /> Kolay sakinleştirilir<br /> Anlayışlıdır<br /> Kulak ve boyun bölgesi hassastır<br /> Edebiyat ve sanatla ilgilidir<br /> Evde oturmayi sevmez<br /> Çocukları pek sevmez<br /> <br /> <br /> Haziran<br /> <br /> Aynı anda birden fazla şey düşünür<br /> Nazik ve tatlı dillidir<br /> Hassastır<br /> Kararsızdır<br /> Komik ve eğlencelidir<br /> Konuşkandır<br /> Kolay arkadaş edinir<br /> Kolay incinir<br /> Gribe yatkın bünyesi vardır<br /> Çok inatcıdır<br /> <br /> <br /> Temmuz<br /> <br /> İyi bir sırdaştır<br /> Anlaşılması güç biridir<br /> Aşırı gururlu<br /> Başkalarının düşüncelerine aşırı önem verir<br /> Sokulgandır<br /> Kin tutmaz<br /> Sempatiktir<br /> Yanlız olmayı sever<br /> Kolay öğrenir<br /> Arkadaş sıkıntısı çekmez<br /> Mide sorunları olabilir<br /> Zor ikna olur<br /> Ağır işleri sever<br /> <br /> <br /> Ağustos<br /> <br /> Şakalaşmayı sever<br /> Duyarlı ve ilgilidir<br /> Korkusuzdur<br /> Liderlik özellikleri vardır<br /> Ruhbilimle ilgilenir<br /> Kolay provoke edilir<br /> Dikkatli ve tedbirlidir<br /> Bağımsızlığına düşkündür<br /> Yol göstermeyi sever<br /> Romantiktir<br /> <br /> <br /> Eylül<br /> <br /> İnsanların hatalarını yüzüne vurmayı sever<br /> Detaylarla uğraşır<br /> İyi bir konuşmacıdır<br /> Sadık ve güvenilirdir<br /> Sorumluluk almayı sever<br /> Bilgi ve kültüre önem verir<br /> Spor ve seyahati sever<br /> İlişkilerinde seçicidir<br /> Hislerini kendine saklar<br /> <br /> <br /> Ekim<br /> <br /> Herkesle sohbet etmeyi sever<br /> İlgi odağı olmak ister<br /> Yalancılığı yapmacıklığı sevmez<br /> Arkadaşlarına çok önem verir<br /> Çabuk kırılıp cabuk toparlanır<br /> Kararsızdır<br /> Duygusaldır<br /> Kendine kolay güvenmez<br /> Etrafından çabuk etkilenir<br /> <br /> <br /> Kasım<br /> <br /> Eğlenceli kişilik<br /> İnsanları kolay etkiler<br /> Çalışkan ve sorumluluk sahibi<br /> Kontrolu ele almayı sever<br /> Enerjik ve çevresini motive eden biridir<br /> İyi bir liderdir<br /> İçten ve yardımseverdir<br /> Adil davranır<br /> Sürprizleri sever<br /> Hataları affetmez<br /> İradesi güçlüdür<br /> Derin duygularla sever<br /> Herkesi oldugu gibi kabul eder<br /> Sır saklamayı bilir<br /> <br /> <br /> Aralık<br /> <br /> Sadık ve cömert<br /> Sabırsız<br /> Birlikte vakit geçirmesi eğlenceli kişilik<br /> Azimli<br /> Sosyal yönü kuvvetli<br /> Dostlarını kendinden fazla düşünür<br /> Kızgınlığı uzun sürmez<br /> Sevildiğini hissetmek ister<br /> Espri anlayışı gelişmiştir</span></span></b><br />
<div class="fbPhotoTagList" id="fbPhotoPageTagList">
<b><span style="font-size: large;"><span class="fcg"> </span></span></b></div>
</div>Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ Emine Göl Yılmaz Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒhttp://www.blogger.com/profile/01690409109633362959noreply@blogger.com0