Evvel
zaman içinde bir orman varmış. Bu ormanın kenarından tren yolu
geçermiş. Her gün bir tren kasabadan kente giderken bu ormanın
yamacından geçermiş. Ormandaki hayvanlar treni çok severlermiş. Tren
ormanın kenarına gelince düdüğünü öttürür haber verirmiş: düüüüüütt!..
O zaman hayvanlar ormanın kenarına koşarlarmış. Tavşanlar kulaklarını,
sincaplar kulaklarını sallayarak onu selamlarmış. Çiçekler bile
başlarını sallar, kuşlar onunla yarışırlarmış. Trende keyfli keyfli
çuf, çuf çuf çuf eder, puf puf puf diye dumanını çıkararak geçer
gidermiş.
Bir gün kara karga, “aman bıktım bu trenin sesinden” diye
düşünmüş. Kargaların kendi sesleri çirkin olduğu için olacak, trenin
sesini, güzel düdüğünü sevmemiş bizim kara karga. Sonra da gidip trene
şöyle demiş: “biz senin sesini sevmiyoruz öttürüp durma.”
Tren
bu işe çok üzülmüş. “beni seviyorlar sanıyordum” demiş. Ertesi günü
ormanın kenarına varınca her zamanki gibi düdük çalacakmış, ama
karganın söyledikleri aklına gelince düt demiş kesmiş düdüğü. Sonra da
kimse duymasın diye çok, ama çok yavaş geçmiş gitmiş: çuf, çuf, çuf,
puuuuff… dumandan anlamış ormandakiler trenin geçtiğini hemen koşmuşlar
ama yetişememişler. Tren o kadar yavaş gitmiş ki kente geç gelmiş.
Makinistler merak etmişler. Acaba bir arıza mı var diye. Oysa tren
yavaş gittiği için gecikmiş.
Ertesi gün tren ormanın kenarına
gelince düdüğünü hiç çalmamış. Sonra da “düdük çalmadan, ormandakileri
görmeden ne diye gideyim, hiç gitmem” demiş. Orada kurmuş kalmış.
Kentte beklemişler. Tren gelmemiş. Makinistler “dünden belli oluyordu,
arıza yaptı herhalde” demişler. Yeni bir lokomotif çıkarmışlar ve treni
kasabaya geri çekmişler. Ertesi günü trene bakmaya karar vermişler.
Bu
sırada ormandakiler toplanıp aralarında konuşmuşlar. Treni özledik ne
yapsak, diye düşünmüşler. Kuşlar ağlamışlar. Bize darıldı diye
üzülüyorlarmış. Kara karga olanları görünce yaptığı yanlışı anlamış.
“sanırım
siz seviyordunuz. Oysa ben ötmemesini söyledim. Ama üzülmeyin gider
kendim anlatırım.” Demiş ve ormanda herkes seni çok seviyor ve sen
geçmediğin için üzülüyorlar.
Kara tren bunu duyunca çok sevinmiş. “yarın geleceğim git söyle” demiş.
Ertesi
gün makinistler gelmişler. Trende hiçbir arıza bulamamışlar. Çok
şaşırmışlar. Yağlanması gerektiğini düşünmüşler. Treni bir güzel
yağlamışlar. Sonra da yola çıkarmışlar. Tren koşa koşa ormana gelmiş.
Gelince de uzun bir düdük çalmış. Düüüüüüüüüü…üüüüüü…..üüüüüüüt.
Sincaplar, tavşanlar, kuşlar koşmuşlar trene, trende gene çuf çuf çuf,
diye keyfle giderken puf puf puf, diye dumanını taa göklere salmış. O
gün kente tam vaktinde varmış ve bir daha hiç bozulmamış.
ALINTI
0 yorum:
Yorum Gönder