Orman,Tavşancık ile Aslanlar kralı dehşetle kükrüyor, karnını doyurmak için kendinden güçsüz hayvanları avlamaya devam ediyordu. Ondan kaçıp kurtulmak çok zordu.
Günlerden bir gün ceylanlar, tavşanlar, dağ keçileri, zürafalar ve diğer hayvanlar toplanıp bu kötü gidişin önüne geçmek istediler.
Topluca Arslanın huzuruna çıkıp:
-Efendimiz dediler… Biz aramızda anlaştık. Hergün ölüm korkusu çekmektense içimizden birinin gönüllü olarak kurban olmasına razı olduk. Böylece siz hiç yorulmayacaksınız, avınız ayağınıza kadar gelecek, bizde sıra kendimize gelinceye kadar korkudan uzak yaşayacağız.
Kral Arslan bu teklife razı oldu.
Nihayet aradan günler geçti ve kurban olma sırası tavşana geldi. Zavallı uzun kulak ölümden çok korkuyor, kendi ayağıyla gidip arslanın pençeleri arasında can vermeye bir türlü razı olmuyordu. Birden aklına parlak bir fikir geldi. Ormanda oyalanıp gidişini geciktirdikten sonra huzura çıktı. Arslanın karnı acıkmış, sinirleri gerilmişti.
-Niçin bu kadar geç kaldın? diye bağırdı.
Tavşancık boynunu büküp:
-Hiç sormayın efendim dedi, yolda gelirken başka bir arslan gördüm, Kral’ın kendisi olduğunu söyleyip size olmadık hakaretler savurdu, elinden güçlükle kurtuldum…
Kral arslan daha çok sinirlenmişti.
-Kim bu küstah! diye kükredi. Galiba kanına susamış…Gideyim ve cezasını vereyim onun…
Tavşan önde, Arslan arkada yola düştüler. Bir süre gittikten sonra derince bir kuyu başına ulaştılar.
Tavşan:
-İşte size hakaret eden yalancı Kral bu kuyu içinde efendimiz!… dedi.
Arslan kuyuya eğilip bakınca su üzerine akseden kendi şeklini gördü. Bağırıp çağırmaya başladı. Sudaki akside aynı şekilde bağırıp çağırınca kendinden geçip hırsla atıldı ve bir anda kendini buz gibi suların içinde buldu… Küçücük bir tavşan tarafından aldatıldığını farkettiğinde iş işten geçmişti.
ALINTI
0 yorum:
Yorum Gönder