Vaktiyle yoksul bir oduncu varmış. Karısı ve yedi çocuğuyla bir kulübede otururmuş. Çocukların en sonuncusu minicikmiş. Ona “Parmak Çocuk”adını takmışlar.
Günün birinde parasızlıktan yiyeceksiz kalmışlar. Ne yapacağını şaşıran anne ile baba çocukları ormana bırakmaya karar vermişler belki zengin bir avcı onları alır götürür diye.
Parmak Çocuk onların konuşmalarını duyup ceplerini beyaz çakıl taşlarıyla doldurmuş. Onları birer birer yere atmış. Bu taşları izleyen çocuklar evlerine dönebilmişler.
Anne ile baba çocukları yine ormana götürüp bırakmışlar. Ama Parmak Çocuk bu kez yola ekmek kırıntısı atmış. Ne yazık! Kuşlar kırıntıları yemiş.
Çocuklar korkudan ağlamaya başlamışlar. Parmak Çocuk ağaca tırmanmış. Uzaktan ışığı yanan bir ev görmüş. Gidip kapıyı çalmışlar.
Kapıyı açan kadın “Burası devin evidir. O çocuk yer ” demiş. Sonra çocukları yatağın altına saklamış.
Dev eve gelince çocukları bulmuş.
– “Şimdi karnım tok. Yarın hepinizi yerim” demiş.
Dev ile karısının yedi tane kızları varmış. Başlarında altın taçları, geniş bir yatakta uyuyorlarmış.
Parmak Çocuk kardeşlerinin takkelerini almış, küçük dev kızların taçlarıyla değiştirmiş.
Sabah olunca dev, takkeli çocukların boyunlarını kesmiş.
Anne kendi kızlarının boyunlarını kesik görünce bayılmış. Dev ise öyle öfkelenmiş ki hırsından uçurumdan yuvarlanıp ölmüş.
Parmak Çocuk ile kardeşleri de kurtulmuşlar…
ALINTI
0 yorum:
Yorum Gönder