Bir gün çocuklar dere boyuna dizilmiş oturuyorlar, değneklerin ucundaki oltalarla sözüm ona balık avlıyorlardı.
Amaç
serinlemek. Hepsi de ayaklarını suya daldırmışlardı.
Tarladan doğru, terlerini silerek Hocanın yaklaştığını görünce onu biraz “gırgıra almayı” tasarladılar. Hoca yaklaşınca bastılar yaygarayı.
Hoca çocuklara yaklaşarak, “Ne var? Nedir bu yasınız?” diye sordu.
Çocukların elebaşı burnunu çekerek;”Sorma Hocam” diye hıçkırdı. “Suyun içinde ayaklarımız birbirine dolanıp karıştı. Hangisi kimin ayağıdır, bulup ayıramıyoruz.”
Hoca tatlı tatlı gülümseyerek, “Aa, tasalandığınız şeye bakın, evlatlarım” diye çocuklara yaklaştı. “Ben sizin ayaklarınızı şimdi bulurum.”
Elindeki değneği, daha çocuklar ne olduğunu anlamadan yıldırım gibi kaldırıp suya vurmasıyla, “Ayyyyy” diye haykırış koptu.
Bacaklarına değneği yiyen çocuklar can acısıyla apar topar kalktılar.
O zaman Hoca, “Gelin elimi öpün, bakayım” dedi. “Bakın, sayemde herkes ayağına nasıl kavuştu..!”
ALINTI
0 yorum:
Yorum Gönder