16 Eylül 2010 Perşembe

BOŞLUKLARDA YANKI GİBİ

Senin çizdiğin yol çizgisi benim yolumdan geçmezdi.
Yolu ayrılığa uzatan kalbin yansıması dudaklarından dökülen kelimelerdi.
Yalnızlığıma sürüklemiştin beni, yedi yabancı yıllara sürüklenmiştim….
Yitmek aynı odanın
sonsuzluğunda…
Kılıçtan keskin sözlerinle
kırdın geçirdin ne varsa sana dair içimde.
Şimdi yıkıntılarımda berheva olmuş gençliğimi arıyorum
Böylesine düşman eden bizi neydi?
Benim sana olan aşkım mı?
Senin bana olan nefretin mi?
Hiçbiri mi?
Şimdi boşluklarda yankı gibi…
Yokluğunla terbiye edilen mi yoksa umarsızlığın mı beni parçalayan…
Kör kuyuya atılan taşın ağırlığınca vuslat arzusumuydu beni perişan eden.
Acıtan içimi görünmez mi simalarına düşman olanda
yıkmayı gurur sanan,
yapmayı ayıplayan benliğinden kurtulmayı ne çok isterdim..
Titreyen yüreğimin kuş cıvıltılarıyla karışmış iç sesimi duyamıyorum artık
bitiş…
Bitişimi resmeden yüzündeki hüzün
Yoktum
Yoktun biz artık gücenmenin evrelerinde birer iz olarak kalmaya meyletmiş nice benliğinde izleri silinmişliklerdik.
Bir gün daha bitti….
Bitişim ,bitmişliğinle
gidişim gitmenin silsilelerinde
İzimi kaybettirmenin hafifliğiyle yok olmak ne çok isterdim.
Yokluğunun kıyılarını parçalarcasına savruldum adandan,
öyleki yasını yaşayamadım bile
akılsızlığıma tüm yanmalarım.
Tüm yıkıntıma rağmen alışamamak.
Gitmenin hazzını ben ve ben biliyorum.
Bu yokluk nereye kadar
Bu harabelik can yakıyor.
bu biçarelik,bu kimsesiz
bu başıboşluk ne yok olmak isteyenin yüzüne bakmayan acımasızlığın
Bilemezsin
Bilinmez
Bilmek istemezsin
Aklımla kalbimin arasındaki gel git denizinin dibine vurmaktayım
Gitlerinin canımı yakmasına izin veriyorum.
Olmayacak duaların umut vermesini istemiyorum.
İstemiyorum artık gülen yüzler görmek
Çünkü içimi acıtmanı istemiyorum.
Yok olsam anılarımı alıp gitsem.
Yıkıntımızla başbaşa kalsan.
Yokluğumuz sana terbiye olsa.
Nasılsa hep kovulan kapından bendim.
Artık bende hayatımdan, kalbimin kapılarından seni kovuyorum
Git daha dönmemecesine gideyim.
Bitmeyen dilindeki dikenlerinin yeşermesi biter belki
bu uçurumun eşiğinde, çilesinin uc noktalarının  her zerresi.
Yokluğunla olmayacak bir umut bekleyişi
Sildin bizi sevda nedir bilmeden.
Gitmenin hazzına varmak istiyorum.
Bitirmenin acısı içimi burksada
Artık ağırlaşmış bu hapislik bitmeli!..
Acına acım karşılık gelmez.
Elimde sevdalarımın  elleri
bırakmadan uzaklaşmak isteyen naçiz bedenim
nedenler hep yanılttı beni
senin saçmalıklarınla çok zaman harcadım….
EMİNE GÖL YILMAZ

0 yorum:

 
2009 Template Scrap Rústico|