29 Ocak 2010 Cuma

PEMBE HAVLU KENARI

DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

28 Ocak 2010 Perşembe

lif örneği


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

27 Ocak 2010 Çarşamba

DAMALI LİF


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ARA VE KENAR DANTELİ


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

KANAVİÇE GÜL İŞLEME VE ÇİLEKLİ KENAR DANTELİ


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

KURDELE NAKIŞI HAVLUM


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

26 Ocak 2010 Salı

kanaviçe yastık


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

23 Ocak 2010 Cumartesi

ÇİN İĞNESİ ÇİÇEK


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

22 Ocak 2010 Cuma

yeniden ben buradayım








bu ilk değil aslında bloggerdaki blogum.daha önce de blogumu ilgisizlikten kapanışını üzülerek izlemiştim.neyse her şeyde bir hayır vardır diyerek yeniden başlangıç yapalım......
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

HAYIRLI CUMALAR


DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

21 Ocak 2010 Perşembe

ANNE BABA OLMANIN DAYANILMAZ SORUMLULUĞU VE ACIYA SÜRGÜN İSTANBUL 2002 YILINDA
VUSLAT DERGİSİNDE YAYIMLANAN YAZILARIMDIR.
her hakkı bana aittir .......alıntı yapmayınız lütfen.......


eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

20 Ocak 2010 Çarşamba

ACILI EZME

MALZEMELER:
125.GR ODA ISISINDA MARGARİN
3 TEPELEME YEMEK KAŞIĞI SALÇA
(İSTEĞE GÖRE HAZIR SALÇA YERİNE-2 YEMEK KAŞIĞI BİBER
1 YEMEK KAŞIĞI DOMATES SALÇASI )
1 ÇAY BARDAĞI İRİ ÇEKİLMİŞ CEVİZ
1 KÜÇÜK SOĞAN (ROBOTTA ÇEKİLMİŞ)
2 DİŞ RENDELENMİŞ SARMISAK
1 ÇAY KAŞIĞI KİMYON
TUZ VE KIRMIZI BİBER
2-3 YEMEK KAŞIĞI SIVI YAĞ

YAPILIŞI:

YAPMANIZ GEREKEN BÜTÜN MALZEMELERİ KARIŞTIRMAK
EZME MARGARİNLİ OLDUĞU İÇİN BİR SÜRE SONRA KATILAŞIP
MAT RENK ALABİLİYOR .O YÜZDEN HİÇ MARGARİN KULLANMAYIP
SADECE SIVI YAĞ KULLANABİLİRSİNİZ
O YÜZDEN HİÇ MARGARİN KULLANMADAN
EZMEYİ KULLANACAĞINIZ ZAMAN HAFİF AKICI  BİR ÖZELLİK
VERMEK VE PARLATMAK İSTERSENİZ İÇİNE 2-3 KAŞIK SIVI
YAĞ EKLEYEBİLİRSİNİZ.

AFİYET OLSUN
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

blogspottaki ilk mim'im




http://ASİMELEK58.blogspot.com/ beni mimlemiş
çok teşekkür ediyorum ve geçiyorum soruları
yanıtlamaya
1) bloğu nuzu ilk ne zaman açtınız?
blogspot  2009 yılının ortalarına doğru açmış yabancı netten alıntılara yer veriyordum artık.(blogcunun bitmez tükenmez dertleri yüzünden göçenler kervanına bende katıldım ama blogcudanda vazgeçmiş değilim )
http://eminegolylmz.blogcu.com/ adresimi buraya blogspota taşıdığım içindaha bu blogspot adresim 5 günlük bebek
2)blogunuzda işlediniz konular nelerdir?

elişleri,yaptığım yemekler ve zaman bulabilirsim yaptığım takıları
oymak istiyorum.

3) blogunuzla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
çok mutlu oluyorum yaptıklarımı ziyaretçilerimle arkadaşlarımla paylaştığım zaman o yüzden bloglarımı çok seviyorum.
4)blogunuza yadığınız ilk yazı nelerdir?

blogcuyu taşıdığım için yapıp sattığım kurdele işi havlularımı yayınlayıp notları düşmüştüm
5)sizi izlemeye alan ilk kişi kimdi?

yaseminkale
6)ilk yorum yazan kişi kimdi? 

malezyadan bir blogspotçu arkadaş
7)en çok yorum alan yazınız hangisidir?dün itibariyle doğum günüm yazısı
8) beğendiniz düşündünüz yazınız?daha öncede dergilerde yayınlanmış deneme yazılarım
9)tarafınızdan düzenlenen etkinlik( var ise) 

şu an yok
10) katıldınız etkinlik?

blogcudayken p.d.ç.s.etkinliğine katıldım
11) katıldınız yarışmalar? 

yok
12) 100 ve katlarındaki üyeleriniz (var ise)8 izleyicim var daha yeniyim çünkü blogcuda sanırım 96 arkadaşım var
13) toplam yazı adetiniz geçen yıla ait?blogspotta 7 blogcuda 250ve üstü
14) her gün ziyaret ettiğiniz blog ve siteler nelerdir? 

vakit buldukça yorum ve mesajlarıyla beni yalnız bırakmayan arkadaşlarımın hepsini ziyarete çalışıyorum
15)blogunuzun size kazandırdıkları? 

 paylaşımlar karşılıksız ve çok hoş ve tabiki arkadaşlıklar
bende bu mim'i

bu arkadaşlarıma gönderiyorum

http://pinkdaisy.blogcu.com/
http://mineakbas.blogspot.com/
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

PEYNİRLİ BÖREK

MALZEMELER:
1 SU BARDAĞI SÜT
1 ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ
1/2 SU BARDAĞI SU
1 YEMEK KAŞIĞI MAYA
4 ÇAY KAŞIĞI ŞEKER
2 ÇAY KAŞIĞI TUZ
ALDIĞI KADAR UN

AYRICA:
1 ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ

ÜZERİ İÇİN:
1 YUMURTA SARISI SUSAM VE ÇÖREK OTU

İÇİNE
 MAYDANOZ

YAPILIŞI:
MAYAYI ,ŞEKERİ VE ILIK SUYU BİR KABIN İÇİNE KOYUP KABARTIN
DAHA SONRA SIVI YAĞI,SÜTÜ,TUZUVE ELENMİŞ UNU EKLEYİP ELE
YAPIŞMAYAN BİR HAMUR YAPIN
ILIK BİR YERDE HAMUR 2 KATI KABARANA KADAR  BEKLETİN.
KABARDIKTAN SONRA HAMURU 4 EŞİT PARÇAYA BÖLÜN
HER BİR PARÇAYI HAZIR YUFKA BÜYÜKLÜĞÜNDE UNLAYARAK AÇIN
AÇTIĞINIZ İLK YUFKANIN HER TARAFINI SIVI YAĞ İLE  YAĞLAYIN
İLK ÖNCE
2 KENARINI UC UCA GELECEK ŞEKİLDE KATLAYIN
DAHA SONRA DİĞER 2 KENARINI ÜST ÜSTE GETİRİN
BU YUFKAYI TEPSİNİZE KOYUP ÜZERİNE SIVIYAĞ SÜRÜP PEYNİRLİ
İÇTEN EKLEYİN
DİĞER YUFKALAR İÇİNDE AYNI İŞLEMİ TEKRARLAYIN
BU ŞEKİLDE BÜTÜN YUFKALARI ÜST ÜSTE TEPSİYE KOYUN
VE ELİNİZLE BASTIRARAK TEPSİNİZİN BOYUTLARINDA BÜYÜTÜN.
HAMURU KARE KARE KESİP ÜZERİNE YUMURTA SARISI SÜRÜN
ÇÖREK OTU VE SUSAM SERPİP ÜZERİ KIZARANA KADAR PİŞİRİN 

AFİYET OLSUN.
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

19 Ocak 2010 Salı

DOĞUM GÜNÜMDEN ARKADAŞLARA BENDEN HEDİYE


BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜMDÜ BENİ YALNIZ BIRAKMAYAN NOTLARIYLA YORUMLARIYLA BENİMLE OLAN DOSTLARIMA TEŞEKKÜR EDERİM
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

17 Ocak 2010 Pazar

YAZILARIM

ANNE BABA OLMANIN DAYANILMAZ SORUMLULUĞU VE ACIYA SÜRGÜN İSTANBUL 2002 YILINDA
VUSLAT DERGİSİNDE YAYIMLANAN YAZILARIMDIR.
her hakkı bana aittir .......alıntı yapmayınız lütfen.......


eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ANNE BABA OLMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

Anne-baba olmanın en heyecanlı yanı olmalı çocuk.
İçimizde ki ceninin varlığım bilmekle başlar tüm serüven.
Sonra ilk tekmelemeler.
Beklenen yolcunun geleceği gün heyecanla çalar kapımızı.
Cana yaşattığı. Acıları unutturan gülüşleridir; bundan böyle
günlerimizi şenlendiren.
Daha ilk günden çocuğumuzun hayırlı olmasını
dileyerek dünyaya getirmemizin dışında, anne baba
olmanın en önemli unsurudur; sabırla, umutla,
inançla, günümüzde yaşayacağımız zorlukların, geleceğinin
aydınlık olacağı pahasına en iyiyi, dürüstlüğü, ahlâkı
evladına öğretmek.
Küçük görünen bastırdığımız noktamızın, ileride daha
belirgin ve net görülmesi için yılmadan
çalışmalı ve duayı, şükretmeyi, inanmayı elden bırakmamalıyız.
Kendine güvenen bireyler olarak yaşıyoruz.
 Kendine güveni sonsuz bireyler.
Hissettirerek yaşayan ve yaşamayı ilke edinenler olarak
günlerimiz geçip gitmekte.
Anne-baba olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
Hal böyle iken nasıl oluyor da çocuklarımıza yeterince
 ilgi göstermekten mahrum kalıyoruz.
Anne-babanın eğitimi, bir önceki kısmen terk edilen
kuşak tarafından belirlenir ve verilir.
Babayı tabiri caizse (son günlerin moda sözüyle) taştırın
erkeği yada maço olarak yetiştiren ebeveyn, çoktan ileride
çekeceği sancılara gebe kalmıştır.
Ataerkil ailelerde olduğu gibi evin reisi baba daha
küçükken koluna altın bileziği takılandır.
Kadının elinin hamuruyla her işe burnunu sokma diyerek
dışlandığı erkek hegemonyasının egemen olduğu
bir toplumda, yinede suçlanacak kişinin kadın, yani ana o
lduğunu düşünmek ne kadar acı verici.
(.) olduğunu söyleyen bir pazarcı bile, "bende 4 tane var" diyerek
kadını aşağılayabiliyorsa gelecek kuşaklara da ideal(!) ebeveyn
olarak bırakacağımız miras şimdiden bellidir.
Peki, ideal anne baba yok mudur? El-betteki vardır.
 Ekmeğini taştan çıkaranlar, iki işte birden çalışanlar,
ayağını yorganına göre uzatıp ailesini de ele güne muhtaç
etmeden geçimini sağlayıp, kendi yağlarıyla kavrulan
ideal aileler mutlaka vardır.
Biz yinede olumsuz tablolara bakalım.
"Erkek adamın erkek evladı olur", "çocuk kız olursa
cami avlusuna bırakır, eşimi de boşanırım" diyenlerle
dolu bir coğrafyada yaşıyoruz.
 Evladın hayırlısını istemek varken, böylesi geri düşünceler
hayatımızda ve toplumumuzda yer edinmektedir.
İstenmeyen kız evlat okula gönderilmeyendir.
 Hâlbuki geleceğin, geleceğe yakışan annesidir "O".
Şimdiden saygı gören çocuklardır geleceğin
ideal anne baba çiftleri.
Bizler yaşlılıkta beklediğimiz saygıyı; şimdiden
küçük bireylerin büyük beyinlerine
 inceden inceye, örfümüze ve çağımıza uygun olarak
birer kanaviçe edasıyla işlemeliyiz.
İşte o zaman, hak ediyorsak o saygıyı geleceğin
anne ve babasından göreceğiz.
Bilinçli, ayağı yere basan, kendine güvenen, dahası
gözümüz arkada kalmadan ve asıl dünyaya
göçeceğimizde, yetiştirirken tuğlasından,
harcından ve emeğimizden ödün vermediğimiz
çocuklarımız uğurlayacaklardır bizi.
Atalarımızın dediği gibi "ne ekersen onu biçersin"


eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ACIYA SÜRGÜN İSTANBUL

Gözümdeki yaşı silen çocuk!...
 Matemi yok eden yanıyla hatırlarım hep. 
Bendeki buharlaşmaya sebep O olduğu halde; hiç kızamadım,
 hiç toz konduramadım O'na.Benim gizli kalmış yanımdı,
 âşikâr etmeye yeltendiğim. Bir de çocuk yüreğimin sıla kabullendiği.
Buranın geceleri gecelerine, gündüzleri gündüzlerine benzemiyor.
Sığınacak âşiyânım, mahallem yok.
Nakaratı dilimize takılmış, içimizde boğamadığımız şarkının sözleridir.
 Çünkü güzeldir gözleri, çünkü O vazgeçilmezdir.
Bizim her gece rüyalarımızı süsleyendir, barışı hatırlatan bir âbide, bir semboldür. Kırılgan, ölüme mahkum bir kelebektir, korunması gereken doğasına sahip çıkılmadığında. Amaçsız bir dilenci gibi yardım dilenir O. Vapurların sirenleri de bunun en belirgin örneği değil midir?
 Siyahı siyah olmaktan çıkarır, en azından griye dönüştürür biz daha fazla umutsuz olmayalım diye.
 Nice yok olmalara rağmen, yağmurlarda erimeye niyetli değildir O.
 O münacaatımızdı, sindiğimiz kuytudaki çığlığımızdır.
 En büyük mezâlimi yaşayanlar, İstanbul'un tadına varıp da O'ndan ayrı düşenler(yaşarlar)dir! Hangi şehir böylesi vazgeçilmezdir ki?
Dünyanın en güzel kızı ömrünün son günlerini geçirdiği kulesini
O'na emanet etmiştir çünkü. Gözleri arkada kalmadan.
 Esvabı renkli, sokakları curcunalı, alıngan anlarında sükûna
 gömülür gibiydi saatleri. Eski İstanbul'u yaşamak isteyenler, renkli
 bir tabloyu dillendiren Musahipzâde Celâl Bey'in "Eski İstanbul Yaşayışı". Georgina Max Müller'in "İstanbul'dan Mektuplar" gibi eserleri okumalılar.
 Yedi tepeli güzelliğini bilmeyen yoktur. Dillere destandır çünkü.
 Sağır sultan masallarına konu olmaktan istese de kurtulamaz.
Allah vergisi güzelliklerine, insanların sanatsal yetenekleri de eklenince
tadına doyulmaz oluyor ister istemez.
 Eski İstanbul deyince, tarihsel güzellikleri diziliyor bir bir, gözler önüne seriliyor. Bu labirent şehirde ilk karşımıza çıkan meydanlar ve anıtlar,
 ardından hamamlar, medreseler, hanlar ve kervansaraylar,
 sıbyan mektepleri, namazgâhlar, kütüphaneler, saraylar, camiler,
su kemerleri ve sarnıçlar ve tarih kokan kaleler...
Kar musikîlerini, Eylül sonu, Hayal şehir, Hüzün ve hatıra'sını
okumalı Yahya Kemal'in. Fâzıl Hüsnü Dağlarca'nın, tamamını
İstanbul'a ayırdığı kitabından "Sultan Mehmed'in Gemileri"ni okumalı.
İstanbul türküsü, Kapalı çarşı, Gün olur, Efkârlanırım Orhan Veli'nin kaleminden okunup ezberlenmeli.
 İstanbul'u Orhan Veli'nin kulağıyla dinlemek gerekir.
 En yalın, en samimî haliyle o anlatır bize rüzgârın letafetli esişini; eski âlemlerin sarhoşluğunu, İstanbul'un ahvalini.
 Ondan dinlemek daha güzeldir.
Fıkralarımızın içinde yer edinmiştir.
Sevgisinden, şüphe edilmeyenlerin mâşukudur.
O vefa nedir bilmeyen yarın, gidip de mesken tuttuğu türkülerdir.
Türk'üm diyenlerin müziğinde, sanatın en güzeliyle karşılanmıştır O. Yansıması olmayan masallar silsilesiydi O.
Rüyaların kapısını çalan ninniler ufka açılmasını sağlayan anahtardı.
Şefkat gömülü bir bağırdı. Gökyüzü mavisini bize sunardı.
Biz hep bir şeylerin eksikliğini hissederdik.
 O boşluğu dolduracak ne bir yaşlının derin çizgili yüzüydü ne de
 yetim bir çocuğun şeker tutmamış elleriydi.
Bunlar vahimdi gerçi; gerçeklerin acı olduğu kadarıyla dayanılmazdı da. Siyah-beyaz resimler gibiydik, siyah-beyazlıktan kurutulamazdı hüzünlerimiz. Kenarına boşa iliştirmemişizdir; İstanbul bekliyor, gel gayrı diye.
 Suçumuza ortak etmişizdir O'nu.
Masum da olsa yalanlarımız bizi yarı yolda bırakırdı.
Biz İstanbul'un kesme taşla döşenmiş yollarında, acıya sürgün eylerdik benliğimizi.
Ne de olsa, biz bizlikten çıkarız bir süre sonra.
Yapamadıklarımızın acısıyla, yeniden pişmanlıklarımız gün yüzünde
yer edinir.
Bir kahvenin kırk yıl olan hatırını unutan dostlarımız vardır,
 İstanbul'un çeşitli semtlerinde.
Biz yüreğimizin el deymemiş köşesinde dostluklarının üzerine
 sinmiş tozları sileriz. Güveniriz, bekleriz, umutlanırız.
 Dönmeyeceklerini bildiren tekme er-geç gelir çalar kapımızı.
Yahya Kemal bizi burada da yalnız bırakmaz ve kulağımıza
 küpe sözlerini bir kez daha tekrarlar...
 Seven ve sevilmiş nâfile bekler.
Bilmezler ki giden sevgililer bir daha dönmeyecekler...


eminegolylmz

DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

SUSAMLI KURABİYE

KURABİYE'NİN YAPILIŞI DAHA ÖNCEKİ VERMİŞ
OLDUĞUM MANTAR KURABİYEMLE AYNI
TARİFİNE BAKMAK İSTEYENLER ARŞİVE BAKABİLİRLER
TEK FARK HAMURUMUZU YUVARLAYINCA
BEN ÖNCE SÜTE SONRA SUSAMA BULADIM  VE PİŞİRDİM
OĞLUMUN OKUMA BAYRAMI İÇİN ÖĞRETMENİMİZİN
YAPMAMI İSTEDİĞİ
KURABİYEYDİ
YİYENLERE AFİYET OLSUN

eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

YAYLA ÇORBASI

MALZEMELER
10 su bardağı su
3 çorba kaşığı un
yarım çay bardağı süt
5 çorba kaşığı kırık pirinç
1 su bardağı yoğurt
1 çorba kaşığı margarin
1 yumurta
1 tutam nane
tuz

YAPILIŞI

SUYUMUZU TENCEREYE ALIP İÇİNE PİRİNCİMİZİ
 YIKAYARAK İLAVE EDİYORUZ.
PİRİNÇLER PİŞENE KADAR KAYNATILIR.
BÜYÜKÇE BİR CAM KASEDE YUMURTA UN TUZ VE BEN
BU ARADA ET SUYU TABLETTE KATIYORUM.
SÜTÜ YOĞURDU MİKSERLE İYİCE ÇIRPIYORUZ.
PİŞMİŞ OLAN PİRİNCİMİZİN İÇİNE ÇIRPTIĞIMIZ YOĞURDU
KATARAK KAYNATIYORUZ.
BİR TAVAYA MARGARİNİMİZİ  ALIP ERİTİYORUZ
NANEMİZİ HAFİFÇE KAVURDUKTAN SONRA
PİŞMİŞ OLAN YEMEĞİMİZİN ÜZERİNDEN GEZDİRİYORUZ.

AFİYET OLSUN

eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

DOMATESLİ PİRİNÇ PİLAVI

MALZEMELER
2 SU BARDAĞI PİLAVLIK PİRİNÇ
2 ADET DOMATES
2.5 SU BARDAĞI TAVUK SUYU
MARGARİN ve BİRAZDA SIVI YAĞ
TUZ

YAPILIŞI
MARGARİN VE SIVI YAĞI TENCEREMİZE ALIYORUZ.
İSTEYEN OLURSA BU ARADA ŞEHRİYE ATABİLİR,BEN ATMADIM.
KABUKLARINI SOYDUĞUMUZ DOMATESLERİ UFAK UFAK DOĞRUYORUZ.
ERİMİZ YAĞIN İÇİNE ATIP BİRAZ ÇEVİRİYORUZ.YIKAYIP ILIK SUDA BEKLETTİĞİMİZ PİRİNÇLERİMİZİ SÜZDÜKTEN SONRA DOMATESLERİMİZİN YANINA ALIYORUZ.BİR İKİ DAKİKA PİRİNÇLERİDE ÇEVİRDİKTEN SONRA
SICAK OLAN TAVUK SUYUMUZU VE TUZUMUZU DA İLAVE ETTİKTEN SONRA PİŞMEYE BIRAKIYORUZ..
AFİYET OLSUN

eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

FAZLA SÖZE GEREK YOK

ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ

  
















 








 





 


 




 



















 





DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

FIRINDA MAKARNA

MALZEMELER=
1 PAKET 2 NUMARA  ÇUBUK  MAKARNA
2 SU BARDAĞI SÜT
2 YEMEK KAŞIĞI  TEREYAĞI VEYA MARGARİN
4 ADET YUMURTA
100 GR. KAŞAR PEYNİRİ RENDESİ
TUZ
KARABİBER

YAPILIŞI=

MAKARNAYI DİRİ  KALACAK ŞEKİLDE 8 -10DAKİKA
İÇİNE 1 ÇORBA KAŞIĞI TUZ ATARAK BOL KAYNAR
 SUDA HAŞLIYORUZ.
HAŞLAYIP SÜZDÜKTEN SONRA 2 SU BARDAĞI SOĞUK SU
ÜZERİNE GEZDİRİP KARIŞTIRIYORUZ.
MAKARNAMIZI GENİŞ BİR TEPSİYE YAYIYORUZ.
TUZUNU,KARABİBERİNİ,VE ERİTİLMİŞ
MARGARİN VEYA TEREYAĞIMIZIDA KATIP
KARIŞTIRIYORUZ.
ILK SÜTTE ÇIRPTIĞIMIZ YUMURTALARI
ÜZERİNE GEZDİREREKTEPSİDEKİ MAKARNALARIN
ÜZERİNE DÖKÜP KARIŞTIRIYORUZ.
KAŞIKLA DÜZELTTİĞİMİZ MAKARNALARIN
ÜZERİNE RENDELEDİĞİMİZ KAŞAR PEYNİRLERİNİDE
SERPİŞTİRİYORUZ.
180 DERECELİK FIRINDA 30 DK.KIZARTARAK SERVİSE HAZIRLIYORUZ.

AFİYET OLSUN ŞİMDİDEN.....

eminegolylmz

DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

16 Ocak 2010 Cumartesi

KADINLAR KAÇA AYRILIR?

HARD-DISK tipi kadın:
Her şeyi hafızasında saklar.

RAM tipi kadın :
İşiniz bittiği anda sizi de unutur.

WINDOWS tipi kadın:
Herkes hiçbir şeyi doğru dürüst yapamadığını bilse de kimse onsuz yaşayamaz.

EXCEL tipi kadın:
Söylendiğine göre bir çok kabiliyeti olmasına rağmen bir çok kimse basit ihtiyaçlar için kullanır.

SCREENSAVER tipi kadın :
Eğlendirmekten başka hiçbir işe yaramaz.

INTERNET tipi kadın :
Erişilmesi zorlu olan tiptir.

SERVER tipi kadın :
İhtiyacınız olduğundan her zaman meşguldür.

MULTIMEDIA tipi kadın :
Korkunç şeylerin güzel gözükmesini saglar.

E-MAIL tipi kadın :
Her 10 sözünden 8´i anlamsızdır.

VIRUS tipi kadın :
Bir başka ismi de "Eş" tir. Hiç beklemediğiniz bir anda gelir kendisini yerleştirir ve kaynaklarınızı kullanmaya başlar. Kurtulmaya çalıştığınızda kesin bir şeyler kaybedersiniz eğer kurtulmazsanız her şeyinizi kaybedersiniz.
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

PC TİPİ AŞK

Yaşanılanları Kontrol-S ile kaydedip,
Kontrol-Z ile geri yaşıyorum
Ben sevdamı download edip masaüstüne alıyorum.
En çokta ekranı kapladığın o anı özlüyorum

Italik yürüyüşlüm, Bold bakışlı sevdiğim...
Öyle bir halt yedim ki, sakın affetme beni

Simge durumuna küçült, saatlerce beklet beni
Tüm sistemlerimi çökert, Ziple sıkıştır ve parçala
Alt F4 ile kapat, Shift ile değiştir beni
Kedinin mousela oynadığı gibi oyna,
Manzaralı mouse pedinde gezdir beni
Yeni bir pencere açalım ve unutalım her şey
i Geri dönüşüm kutusuna gönderelim maziyi
Kısa yol oluştur fazla bekletme bu seveni
En çok Flash Animasyonlu halini özlüyorum
PC görünüşlü, Mac duruşlu sevdiğim
Kalpten kalbe bağlantım bağlantısı yapılır

Kapanır kapılar, ağa oturum açılır
Sevdamız monitöre saniyelerle yazılır.
Disconnect olursam beni yine arar mısın?
Masaüstünde bulamazsan belgelerime bakar mısın?
Yokluğunda erişim paketi teselli olmasa da

Değişiklikleri kaydedip, yeniden bağlanır mısın?
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

KOCA TİPLERİ

KOCA TİPLERİ
Kadın akşam işten çıkar. Çocuğu yuvadan alır. Markete geçer ıspanak alır. Koştura koştura  eve döner. Çocuğu soyar, elini yüzünü yıkar.
Kendi üstünü değiştirir. Mutfağa koşar. Bir yandan ıspanakları yıkar bir yandan çocuğun sorularına ve ihtiyaçlarına cevap verir.
Bir yandan sofrayı hazırlar…  O DA NE YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR! Yoğurtsuz ıspanak olmaz Hemen kocasını arar.

Kocadan Kocaya değişen cevaplar:

1) Ben geç geleceğim. Toplantım var. Yoğurtsuz yiyin
( laçkalaşmış koca)

2) Ben geç geleceğim Çok üzgünüm,  tühhhhhh şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki. E, yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim, toplantı bu, kaçırsam olmaz. Mazallah dağlara taşlara işten atılma sebebim olur, sonra yoğurt dökecek ıspanak bile bulamayız.

( aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca..)


3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor.........
(İşte bu aldatan  koca)

4) Mendebur kadın ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın!
("kazma" tipi koca )

5) Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk
("kalas" tipi koca)

6) Tamam alırım
(monotonlaşmış koca)

7) Tamam alırım başka bir şey lazım mı?
( Normal koca)

8) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı?
(İdeal koca)

9) Aman canııım,  ıspanakla mı uğraştın?
  Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim ya da dışarıda yiyelim
(Yok böyle koca)

DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ANNENİZ

Hala sizinleyse!!!

1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.

2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti. Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.

3 yasınızdayken
size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.

4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.

5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.

6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda 'GITMIYCEEEEEEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.

7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz.

9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.

11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü 'Sen bizimle oturma' diyerek teşekkür ettiniz.

12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.

19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.

Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.

21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. 'Ben senin gibi olmayacağım' diyerek teşekkür ettiniz.

22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.

25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.

30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. 'Artik bu ilkel yöntemleri bırak' diyerek teşekkür ettiniz.

40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. 'Anne işim başımdan aşkın' diyerek teşekkür ettiniz.

50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.

Derken bir gün..... o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....


VE BİR HİKAYE:

'Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi 'nasılsın oğlum iyi misin?' diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle 'iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?' dedi.
Annesi 'biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim' dedi.
Oğlu da 'anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik' diyince annesi de 'rahatsız mı ettim oğlum?' dedi.


Oğlu 'evet anne rahatsız ettin' diyince annesi

'30 sene önce sen de beni bu
saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun'

EĞER HALA SİZİNLEYSE, ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA COK SEVİN....
UNUTULMAMAK DİLEĞİYLE...                                                                              
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ŞÜKRETMEK

            Mutlu Olmak Ve Şükretmek...




  SANMAKİ DERT SADECE SENDE VAR..

    SENDEKİ DERDİ NİMET SAYANLAR DA VAR..

'








 
demek ki neymiş :
derdimi dinledim, derdimden  iğrendim... 
onun derdini gördüm, derdime imrendim.... 
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti, Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,

ODA BU GÜNDÜR!
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

KARNE ŞAKASI

> Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
>
> Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
>
> görünüyordu.Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını
>
> farketti.Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü
>
> düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
>
>
>
> Sevgili baba;
>
>
>
> Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
>
> Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
>
> rezaletten uzak tutmak istedim.Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
>
> buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...
>
>
>
> Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,
>
> derisine işlettiği dövmeleri,kendine has o çılgın giyim tarzını
>
> asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda
>
> bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk...
>
>
>
> Baba jale hamile!
>
> Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız.Ormanda kendine ait bir
>
> karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var.Bir sürü çocuğa
>
> sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
>
>
>
> Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar
>
> kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu
>
> sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
>
>
>
> Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
>
> çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....O kesinlikle
>
> iyileşmeyi hakediyor.
>
>
>
> Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve
>
> kendi başımın çaresine bakabilirim.Eminim birgün geri döneceğiz ve
>
> sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
>
> Oğlun cihan
>
>
>
> NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben
>
> Mehmet'lerdeyim.
>
> Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
>
> şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :-):-):-)
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ANNEMİ NEDEN Mİ SEVİYORUM?

ANNEMİ NEDEN Mİ SEVİYORUM? Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı .
Annem, 'Geç oldu, zaten yorgunum, ben yatıyorum.' dedi.
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı, kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.
Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı, arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş miydin' diye seslenen babama şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?


ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ (ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!


Şimdi bu yazıyı tanıdığınız beş olağanüstü kadına gönderin ve emin olun, hepsi bayılacaktır. (Beylere de gönderebilirsiniz) SONRA DA ARTIK YATIN
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

AHİRETTE 2 KADIN

AHIRETTE 2  KADIN
 
-  Selam, benim adım Wanda .

-  Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?

- Donarak öldüm.

- Ne  kadar korkunç.

- Yok o kadar kötü degildi, soguktan titremem geçince  ısınmaya basladım ve

uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.

-  Peki sen nasıl öldün?

- Agır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni  aldattıgını sandım, onu is

üstünde yakalamak için eve erken geldim,  fakat evde tek basına

televizyon seyreder halde buldum.

- Sonra  ne oldu?

- Kesinlikle evde baska bir kadının oldugundan emindim, bütün  evi aramaya

basladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat  bulamadım. Ararken asırı yorulmusum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.

- Ah  be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, su anda ikimiz de yasıyor  olacaktık
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

PRATİK BİLGİLER

EKMEKLERİN KÜFLENMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN,
EKMEK DOLABINA BİR KAÇ ADET KESME ŞEKER KONUR.

YUMUŞAYAN BİSKÜVİLER FIRINA KONURSA
2 DAKİKADA SERTLEŞİR.

ÇEŞİTLİ TATLILAR HAZIRLANAN TEPSİYİ
 UNLAMAK YERİNE, BİSKÜVİLERDEN ARTA KALAN
 KIRIKLAR KULLANILABİLİR.

PATATESLERİ HAŞLARKEN ,SUYA BİRAZ SİRKE
 YADA LİMON SUYU KOYARSANIZ ,PÜRENİZ BEMBEYAZ OLUR.


BÜYÜKLÜKLERİ AYNI OLAN PATATESLER.
AYNI ZAMANDA HAŞLANIR.

PATATESLERİ KARARMAMASI İÇİN
SOĞUK SU DOLU BİR KABIN İÇİNE ATIN.

TAVUĞUN YANINA  PATATES KIZARTACAKSANIZ ,
ÖNCE TAVUĞU,SONRA AYNI YAĞDA PATATESLERİ KIZARTIN.


ARTAN HAŞLANMIŞ PATATESLERİ YENİDEN ISITMAK
 PEK İYİ NETİCE VERMEZ.
BU SEBEPLE BUNLARI UFAK UFAK DOĞRAYIN .
ERİTİLMİŞ TEREYAĞINDA SOĞAN VE BİR TUTAM
TUZ İLE HAFİFÇE KIZARTIN.
İNCE İNCE KIYILMIŞ MAYDANOZLA SÜSLEYİN.
ÇOK LEZZETLİ BİR GARNİTÜR OLACAKTIR.


YEMEĞİNİZİN TUZUNU FAZLA KAÇIRMIŞ OLABİLİRSİNİZ.
BUNUN İÇİN İÇİNE BİR KAÇ DİLİM PATATES ATARAK
FAZLA KAÇAN TUZDAN KURTULMANIZI SAĞLAYACAKTIR.


SARMISAK VE BADEMİN KABUKLARINI SOYMAK
HOŞ BİR İŞ DEĞİLDİR.SICAK SU DOLU BİR
KAPTA
BİR SÜRE BEKLETİRSENİZ KOLAYCA SOYULACAKTIR.


KIZARTMA YAPARKEN YAĞIN ÇATLAYIP PATLAMASINI
İSTEMİYORSANIZ,YAĞIN İÇİNE BİR TUTAM TUZ ATARAK
BU SORUNU HALLEDEBİLİRSİNİZ.
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

CAN DÜNDAR'DAN EVLİLİK ÜZERİNE

(Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş...)

Evlilik, inanmadığım halde 
içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum 
benim için.
 17 senede (abartmıyorum) 
40 çift arkadaşımın son verdiği 
kurum aynı zamanda da... 
Evlili ğimin bu kadar 
uzun sürmesinin gizi belkide kuruma  
inanmamaktan geçiyor. 
Evliliği toplumun 
dayattığı şekilde yasamamaktan... 
Nedir bu dayatmalar? 
Erkeğin muhakkak 
kadından yasça büyük olması, 
eğitim seviyesinin erkeğin
 lehine ya da en azından 
eşit olması bunların sadece ikisi... 
Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek 
yasça büyük olmalı ki, kadına 'hot' 
dediğinde oturmalı kadın... 
Yâda 
yumuşatıyorlar; 
-Efendim kadın erkekten önce 
çöktüğü için (hani doğum falan) 
küçük olmalıymış yaşı... 

Eğitimde de böyle... 
Kadının çok okumuşu bilmiş 
olurmuş, evde kalmakmış layıkı... 

EŞİM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; 
ne 'hot' 
dememe gerek kaldı 17 senede, 
ne de benden önce çöktü... 

Yıllar içinde 
ben yaşlandıkça o gençleşti, 

-'Ooo Can bey kapmışınız çıtırı' 
esprilerine muhatap dahi oldum. 

EŞİM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; 
ben bir taneyi 
9 senede bitirdim.. 

Ne o bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik 
baktım... Kulağa gelen müzik tekse de, 
onu oluşturan notalar farklıdır der Halil 
Cibran... 

Bunu unutmadık biz. 

Ben konuşurken o dinledi, ben 
dinlerken o konuştu 17 sene. 

O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o 
'haklısın bitanem...' dedik, 
Öfke bitip fırtına durulduğunda
 'ama bir de böyle düşün'
dedik fikrimizi savunurken. 

Farklı insanlar olarak 
görmedik birbirimizi, 
aynı amaç için savaşan neferlerdik bu hayatta... 

Asla bilmedik ne k adar para kazandığımızı,
 ortak cüzdanımızdan 
gerektiği kadar aldık.. 

Ne kadar çalarsa çalsın masanın
 üstünde telefon, 
kim bu saatte arayan karşı cins diye 
sorgulamadık da ama... 

Sevginin en 
büyük dostuydu bizim için 'güven'... 
Ve güvenin ardına saklanmış bir 'saygı' 
vardı daima... 

Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede... 

Eee ülkeler neler gördü, 
biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık... 

Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize, 
ben ilk kez odamın dışında 
yattım bir gece, misafir odasında... 

Gece yarısı kapı açıldı eşim; 

-'Ne yapıyorsun burada?' diye sordu 
kapının eşiğinden,
 'uyuyorum' dedim 
buz gibi bir sesle... 
Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde 
yastıkla... 
'kay yana' dedi daracık yatakta. 
'ne yapıyorsun?' 
dediğimde 
'benim yerim senin yanın
sen gelmezsen ben gelirim' dedi... 

Anladım ki o gece, en uzun 
kavgamız yat saatine kadar sürecek... 

Ve bence doğrusu da bu... 

Özen gösterdik o günden sonra, 
evin her yerinde kavga ettik, yatak 
odamız hariç. 

Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, 
asla kin tutmadık 
birbirimize... 

Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu
 belki de 41 inci 
çift ol acaktık o listede... 

Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede 
olsa bizim oyunumuzdu oynanan... 

Evlilik; hesapsız içine dalınması 
gereken bir oyun bence... 

Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne 
benim, ne de bizim sözlerimizle... 

Sadece gönlünüzden geçtiğince... 

Dediği gibi Ataol Behramoğlu'nun; 

'...Yaşadıklarımdan öğrendiğim 
bir şey var: 

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,
 ırmaklara, göğe, bütün 
evrene karışırcasına.
 Çünkü ömür dediğimiz şey, 
hayata sunulmuş bir armağandır. 
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insan a... 

CAN DÜNDAR 

Hayat 
kısa gelen bir battaniye gibidir. 

Yukarı çekersin ayak parmakların isyan 
eder. 

Aşağı çekersin omuzların titrer. 
Ama yine de, neşeli insanlar 
dizlerini karınlarına çeker, 
rahat bir uyku uyumayı başarır...

((((((ALINTIDIR))))))
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

KOLAY COOKİES



MALZEMELER:

1 BARDAK TOZ FINDIK

165 GR.PUDRA ŞEKERİ

2 YUMURTA BEYAZI

20 GR.  KAKAO (TEPELEME 2 ÇORBA KAŞIĞI)

BU AKŞAM ÇOCUKLARIMA SÜPRİZ OLARAK COOKİES YAPTIM
TADI HARİKA OLDUĞU İÇİN PEK UZUN SÜRMEDİ

ŞİMDİ TARİFE GEÇELİM

TÜM MALZEMELERİ  GÜZELCE CAM KASEDE KARIŞTIRIYORUZ.
TEPSİYE YAĞLI KAĞIDI  SERİYORUZ.
KAŞIKLA ARALIKLI BİR ŞEKİLDE TEPSİYE DİZİYORUZ.
ÜZERİNE BOLCA PUDRA ŞEKERİ SERPİP 160 DERECEDE KURABİYE GİBİ PİŞİRİYORUZ.
BEN BU AKŞAM COOKİES MİİKRODALGADA YAPTIM.5-6 DK PİŞİRDİM

AFİYET OLSUN..

EMİNEGOLYLMZ
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

MİKRODALGA'DA BROWNİ KEYFİ

Çocukları olan anneler için besleyici yemekler yapmak önemlidir.
Tabiki tatlı ve kekler içinde aynı durum geçerli.verdiğim bu tarif gerek besleyiciliği gerekse bir anda eve gelen misafirleriniz içinde bir kurtarıcı.
Ben bu keki sıkça yapmaya çalışıyorum.

ÇÜNKÜ ÇOCUKLARIM BU KEKE BAYILIYORLAR.
Daha önce 7.5-8 dk da pişirdim içi sert olmuştu o yüzden siz siz olun 7 dk. pek geçmeyin.
-----"MİKRODALGA FIRINDA YAPILAN  YEMEK VE TATLI TARİFLERİ  İÇİN DAHA SONRA AYRINTILI TARİFLER YAZACAĞIM İNŞALLAH HADİ KOLAY GELSİN."-----



MALZEMELER:
1 .5 SU BARDAĞI SÜT
1 SU BARDAĞI  ŞEKER
1 SU BARDAĞI SIVI YAĞ
3 YEMEK KAŞIĞI KAKAO
1.5 SU BARDAĞI UN

3 ADET YUMURTA
1 PAKET KABARTMA TOZU
1 PAKET VANİLYA
ÜZERİNİ SÜSLEMEK İÇİN PUDRA ŞEKERİ
YAPILIŞI:
YUMURTALARI BÜYÜKÇE CAM BİR KASEYE ALIP MİKSERLE ÇIRPARIZ.KÖPÜREN YUMURTALARIMIZIN İÇİNE ŞEKERİMİZİ EKLER ÇIRPMAYA DEVAM EDERİZ.(İÇİNE 3-4 YEMEK KAŞIĞI SICAK SU İLAVE EDERİZ ---TERCİHEN---)
YUMURTA ,ŞEKER KARIŞIMINA ARD ARDA SÜT VE SIVI YAĞIDA EKLEYEREK ÇIRPMA İŞLEMİMİZE DEVAM EDERİZ.

KAKAO'MUZUDA EKLEYEREK 2 SU BARDAĞI KADAR BU KARIŞIMDAN AYIRIYORUZ.
GERİYE KALAN MALZEMELERİN İÇİNE ELEDİĞİMİZ UNU,KABARTMA TOZU 'NU VE VANİLYAYI EKLEYEREK YAĞLADIĞIMIZ MİKRODALGAYA DAYANIKLI CAM VEYA PORSELEN BİR KAPTA 700 WT TA 6.5- 7DK PİŞİRİYORUZ.
PİŞEN KEKİMİZİN KALIPTAN ÇIKARARAK SICAKKEN DAHA ÖNCE AYIRDIĞIMIZ 2 BARDAK KARIŞIMIMIZI KEKİMİZİN ÜZERİNE DÖKEREK ,PUDRA ŞEKERİYLEDE SÜSLEYİP BROWNİ'MİZİ SERVİSE HAZIRLARIZ.

AFİYET OLSUN

eminegolylmzGözler
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

BON BON


MALZEME LİSTESİ:
YARIM KİLO BEBE BİSKÜVİ 'Sİ
4 YEMEK KAŞIĞI PUDRA ŞEKERİ
4 YEMEK KAŞIĞI KAKAO
1 SU BARDAĞI DÖVÜLMÜŞ FINDIK
YARIM PAKET VANİLYA
185 GR.ERİTİLMİŞ MARGARİN
2-3 YEMEK KAŞIĞI SÜT
VE HİNDİSTAN CEVİZİ

YAPILIŞI:

BİSKÜVİLER İYİCE DÖVÜLEREK BİR KABIN İÇERİSİNE ALINIR.
ÜZERİNE  PUDRA ŞEKERİ,KAKAO,YARIM PAKET VANİLYAMIZIDA EKLEYEREK KARIŞTIRIRIZ.
1 BARDAK DÖVÜLMÜŞ FINDIĞIMIZLA ,ERİTİLMİŞ MARGARİNİMİZİDE
BİSKÜVİLERİMİZE KATARAK İYİCE YOĞURUYORUZ.
YOĞURMA İŞLEMİNDEN SONRA 5 DK. KADAR BUZDOLABINDA BEKLETİYORUZ. DİNLENDİRDİĞİMİZ BİSKÜVİLERİ BUZDOLABINDAN ÇIKARDIKTAN SONRA 2-3 YEMEK KAŞIĞI SÜT SERPEREK  ELİMİZDE YUVARLAYARAK  HİNDİSTAN CEVİZİNE BULAYIP BUZDOLABINDA DİNLENDİRİP  SERVİS  EDİYORUZ.

eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

VEDA HUTBESİ

myspace layouts, myspace codes, glitter graphics




(9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)
Peygamberimiz Hz. Muhammet (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitabetti.

Bismillahirrahmanirrahim
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. "

Ey Nâs!

Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.

İnsanlar!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.

Ashâbım!

Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.

Ashâbım!

Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.

Ashâbım!

Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.

Ey Nâs!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Mü'minler!

Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.

Ey Nâs!

Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.

Ashâbım!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.

Ey Nâs!

Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.

Ashabım!

Alllah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.

Ey Nâs!

Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:

- Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.

Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!


buyurdu.








myspace layouts, myspace codes, glitter graphics
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

ARNAVUT CİĞERİ

MALZEME LİSTESİ:
1 ADET CİĞER(KUZU CİĞERİ OLSUN)
1 KASE UN
1 ADET LİMON SUYU
3 ADET SOĞAN(YARISI PİYAZ ŞEKLİNDE,YARISI YUVARLAK KESİLMİŞ OLSUN)
1 BAĞ MAYDANOZ
YETERİNCE KIRMIZI PUL BİBER VE TUZ
3 KAŞIK SIVI YAĞ
YAPILIŞI:
BİR KASE UNU VE KIRMIZI BİBERİ KARIŞTIRIYORUZ. KUŞBAŞI DOĞRADIĞIMIZ CİĞERLERİ BU UNLA KARIŞTIRIP BİR KENARA BIRAKIYORUZ.
AYRI BİR KAPTA PİYAZ ŞEKLİNDE DOĞRADIĞIMIZ SOĞANLARI YIKIYORUZ.
MAYDANOZLARI YIKAYIP İNCE BİR ŞEKİLDE DOĞRIYORUZ,SOĞANLARA MAYDANOZU VE LİMON SUYUNU TUZUNUDA KATARAK KARIŞTIRIYORUZ.
SIVI YAĞIMIZI TAVADA KIZDIRIYORUZ.
CİĞERLERİ UNA BULAYIP FAZLA UNUNU SİLKELEYİP KIZARTIYORUZ.
SERVİS TABAĞINAĞINA MAYDANOZLU SOĞANLARI ALARAK  ORTASINI HAVUZ ŞEKLİNDE AÇIYORUZ.
KIZARTTIĞIMIZ CİĞERLERİN FAZLA YAĞINI SÜZDÜREREK  SERVİS TABAĞININ ORTASINDAKİ BOŞLUĞA
 YERLEŞTİRİYORUZ
(ARZU EDİLİRSE CİĞERLERİ SERVİS YAPMADAN ÖNCE MAYDANOZLARI  ÜZERİNE SERPEBİLİRİZ.)
AFİYET OLSUN
Kalp
eminegolylmz
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...

YUMUŞACIK POĞAÇA




2 su bardağı süt
1 paket instant maya
2 yumurta(1' nin sarısı üste sürülecek)
1 yemek kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
alabildiği kadar un
istenirse içi için peynir ve maydanoz,1 su bardağı sıvı yağ
yapılışı:
süt ocakta ılınırken,elediğimiz unun içine mayamızı,tuzve şekerimizi karıştırıyoruz.ılıklaşan sütümüzün içine 1 bardak sıvı yağımızı ve yumurtalarımızı kırıp iyice yoğuruyoruz.yoğurduğumuz kabın ağzını ve etrafını kapatarak ılık bir yerde kabarmasını bekliyoruz.
yarım saat sonra kabarmış olan hamurumuzdan yumurta büyüklüğünde parçalar alıp içine peynirli maydanozlu harçtan koyarak avcumuzda açtığımız hamurları kapatıyoruz.aynı işlemi tüm hamurumuz bitene kadar tekrarlıyoruz.yağlınmış tepsimize
dizdikten sonra yumurtasarılarını fırça yardımıyla sürüp önceden ısıttığımız
175*fırında 25-30 dk. pişiriyoruz.
afiyet olsun....
DEVAMI İÇİN TIKLAMANIZ YETERLİ...
 
2009 Template Scrap Rústico|